Yetişkinlikte Dikkat Eksikliği: Görmezden Gelinmeyecek Bir Gerçek

30 okunma Kasım 2025

Günün birinde mutfağa gidersiniz, ama neden gittiğinizi unutursunuz. Ya da elinizde telefon, bir mesaj yazmaya niyetlenirsiniz, fakat kendinizi dakikalar sonra sosyal medyada gezinirken bulursunuz. Hatta önemli bir işi defalarca ertelediğiniz olur. Tanıdık geliyor mu? Eğer bu örnekler sizi anlatıyorsa, yalnız değilsiniz. Yetişkinlikte dikkat eksikliği düşündüğümüzden daha yaygın ve aslında fark edilmesi çok kolay bir durum. Çocuklukta sıkça konuşulan dikkat eksikliği, çoğu zaman “büyüyünce geçer” diye düşünülür. Oysa geçmez, sadece biçim değiştirir. Çocukken ödevleri unutmak olan şey, yetişkinlikte faturaları ödemeyi atlamak ya da iş yerinde toplantıya odaklanamamak şeklinde karşımıza çıkar.

Yetişkinlerde dikkat eksikliğinin işaretlerini görmek sandığınızdan kolaydır. Sık sık unutkanlık yaşıyorsanız, odaklanmanız kolayca dağılıyorsa, başladığınız işleri bitirmekte zorlanıyorsanız dikkat eksikliğini düşünmek gerekir. Erteleme alışkanlığı da en tipik belirtilerdendir. “Yapacağım ama sonra” diyerek ertelenen işler, birikir ve kişinin kendine olan güvenini azaltır. İşin en çarpıcı tarafı, dikkat eksikliği sadece iş hayatını değil, kişisel ilişkileri de etkiler. Bir arkadaşınız size uzun uzun bir şey anlatırken zihninizin dağıldığını fark ettiğinizde ya da partnerinizin söylediklerini sık sık kaçırdığınızda, aslında sadece dikkatiniz değil, iletişiminiz de zarar görür. Dikkat eksikliği yaşam kalitesini düşürse de çözüm yolları oldukça erişilebilirdir. Günlük hayatta küçük önlemler bile büyük fark yaratır. Örnek vermek gerekirse; yapılacak işleri listelemek, büyük görevleri küçük parçalara bölmek, telefon ya da bilgisayar bildirimlerini kısıtlamak, hatırlatıcı uygulamalardan yararlanmak. Bu yöntemler, zihnin dağılmasını azaltır ve işleri yönetilebilir hale getirir. Böylece kişi sadece işlerinde değil, özel yaşamında da daha dengeli ve özgüvenli hisseder. Tabii bazı durumlarda profesyonel destek almak gerekir. Psikoterapi, kişinin dikkatini nasıl yönlendirebileceğini öğrenmesine yardımcı olur. Gerektiğinde ilaç tedavisi de tabloyu büyük ölçüde hafifletebilir. Burada önemli olan, bunun bir “karakter meselesi” değil, biyolojik ve psikolojik temelleri olan bir durum olduğunu bilmektir.

Birçok yetişkin dikkat eksikliğini fark etmesine rağmen “benim yapım böyle” diyerek kabullenir. Ancak bu kabullenme, uzun vadede kaygıyı, başarısızlık hissini ve ilişkilerde sorunları artırır. Oysa basit bir farkındalık bile değişimin başlangıcıdır. “Ben aslında dikkatimi toparlamakta zorlanıyorum” cümlesini kurmak bile dönüşümün ilk adımıdır. Bugün ertelenen bir iş, unutulan bir randevu ya da yarıda bırakılan bir proje size ayna olabilir. Belki de kendinize sormanız gereken soru şudur: “Bu gerçekten sadece bir dalgınlık mı, yoksa dikkat eksikliğinin habercisi mi?” Cevabınız ikinciye yaklaşıyorsa, önlem almak hiç de zor değil. Küçük adımlarla başlayabilir, gerekirse bir uzmandan destek alabilirsiniz. Çünkü dikkat eksikliğini fark etmek ve önlem almak, hayatınızı düşündüğünüzden çok daha kolay ve güzel hale getirebilir.  Hepimizin zaman zaman dikkati dağılır, ama bazen bu durum hayatı zorlaştırmaya başlar. İşte tam bu noktada dikkat testleri devreye girer. Bu testler, odaklanma gücümüzü, kolayca dikkatin dağılıp dağılmadığını ve işimizi ne kadar verimli yapabildiğimizi gösterir. Yani aslında bize bir ayna tutar. Böylece “bende bir sorun mu var yoksa sadece yorgun muyum?” sorusunun cevabını bulmak kolaylaşır. Testi yaptırmak, hem kendimizi daha iyi tanımamızı sağlar hem de gerekiyorsa doğru adımları atmamıza yardımcı olur.

Dikkat eksikliğini görmezden gelmek işleri zorlaştırır, fark edip önlem almak ise hayatı kolaylaştırır.