ELBET BİRGÜN SENDE ENGELLİ OLACAKSIN

30 okunma Mart 2020

Topyekûn ANAYURT GÜVENLİĞİNİ; Topyekûn toplumsal sosyo-psikolojik davranışlarımız belirler.

Sağır birini, görmeyen birini, bacakları olmayan birini fiziksel sakat diye dışlamak yerine ona maharetlerine uygun işler yaptırmalıyız. 

Kaldı ki fiziksel engelli olan birinin eksik olan uzuvlarını beyindeki işlev bölgesini o eksiği kapatacak şekilde başka uzuvlar işgal ederek eksik uzvun görevini yerine getirmektedir. 

Bir diğer olacak gelişmede önümüzdeki on yıllar içinde biyo medikal çağı başlayacak ve eksik uzuvların görevini daha mükemmel ve hiç bozulmadan yapacak. Biyo medikal giyilebilir takılabilir organlar yapılabilecek.

Gözleri görmeyen Âşık Veysel’in yazıp söylediği, hatta sazı ile onu zenginleştirdiği türkülerini hala keyifle dinlemekteyiz. 

Boynundan aşağı tamamen felçli olan İngiliz bilim adamı Staphen HAWKİNG fikirlerini halen yaşatmaktayız. 

Otistik piyanist Buğra ÇANKIR’ı takdirle anmadan geçemeyeceğim. 

Meme kanseri, rahim kanseri veya her hangi bir organı alınan bir kadına sen fiziksel engelli bir kadınsın veya artık sen kadın değilsin diyebilir misiniz?

Çalıştığı işten uzaklaştırabilir misiniz? 

Elbette ki hayır.

Ülkelerin topyekûn anayurt güvenlik sırrı bu davranışların içinde gizlidir. 

İnsanların bir kısmı, hayatı bir çıkar kavgası olarak görüp hatta dostlarını dahi geçilmesi gereken bir yarış atı olarak gören, üstünlüğü lüks yaşam, şık giyinmek, görsel güzellik ve yakışıklılık olarak algılayanlar; insanları itilmiş kakılmış yaparlar. Fiziksel ve zihinsel engellilere kör, sağır, topal, geri zekâlı, deli, çolak gibi yakıştırma lakaplarla onları dışlayıcı, itibarsızlaştırıcı, aşağılayıcı davranışlar sergilerler. Hâlbuki bilmezler ki kendilerini, kendileri aşağılık engelli, engelleyicidirler. 

Hayat elbette bir yarış, geçilmesi gereken bir yaşam tarzıdır. O yaşamda insanları aşağıya iterek geçmek, üzerlerine basarak üstünlük sağlamak demek değildir. Her daim gelişmek, gelişme ihtiyacı olanları geliştirme, kendine ve topluma daha fazla faydalı olabilme yarışıdır.

Bir toplum kendi kardeşini, kendi akrabasını, kendi vatandaşını, hatta kendi öz evladını yetersizliğinden dolayı, hakir görüp, ikinci sınıf insan kategorisine sokup, refüze ve rencide ederek itibarsızlaştırıyorsa; bunu yapan bir kişi bir toplum ekonomik olarak zayıf olanı, köyde yaşayanı, ayrı ırktan, ayrı dinden ve mezhepten olanları yargısız infaz edercesine ayrıştırmaktan, itibarsızlaştırmaktan çekinmeyecektir. Bu bağnaz davranışlar; O ÜLKENİN ANAYURT GÜVENLİĞİNDEN, KESİNTİSİZ GÜVENLE SÖZ EDİLEBİLİR Mİ?

Toplumları meydana getiren ebeveynlerin sosyo-psikolojik davranışları ne ise, gelecek nesillerin sosyo-psikolojik, ahlaki davranışları (epigenetik %60) da o olacaktır. 

Çünkü gelecek nesiller EPİGENETİK olarak aile büyüklerinden sosyo-psikolojik davranışlar alırlar ve yaşarlar. 

Yoğun olarak psikolojik, sosyolojik ve fiziksel davranışlar kişiliğimizde otonomlaşır ve reflekse dönüşür, reflekssel davranışlar ve hareketler beyinde (homunkulus olarak) daha geniş alanları işgal eder. 

Engelli birinin her daim sağlıklı biri olma hayali vardır ve bir gün daha sağlıklı olacaktır, hayalleri gerçekleşecektir. Sağlıklı birininse hiçbir zaman engelli olacak gibi bir hayali olmaz. Ancak bir gün mutlaka engelli olmayı tadacak ve yaşayacaktır. 

Örneğin, kaza geçirebilir. Hastalık sonrası bir uzvunu kaybedebilir. Depresyon yaşayabilir. Alzheimer, Parkinson, menopoz, andropoz vb. olabilir. 

Aslında engelli birini itibarsızlaştıran, ona aşağılayıcı lakaplar takan sağlıklı biri, “ben de engelli olduğumda sizlerde beni itibarsızlaştırabilir ve aşağılayabilirsiniz demek” istemektedir. 

Bazıları kötü davranışta örnek olur, diğeri iyilikte örnek oluşturur. Biri kötü davranışı yayar. Diğer iyiliği yayar. Herkes kendi kişiliğine göre örnek teşkil eder ve bundan da haz alıp beslenir. 

Topyekûn anayurt güvenliğinin kesintisiz devamlılığını sağlamanın en önemli kriteri; gelişmiş gelişmeye devam ederken, gelişmemişleri de geliştirmeye devam etmekten geçer. 

Komutan askerini, patron personelini, öğretmen öğrencilerini, devlet vatandaşlarını, aile reisleri aile mensuplarını ve diğerleri gelişecek ve gelişmemişi de beraber geliştirdiği takdirde; o ülkenin topyekûn anayurt güvenliğinden söz edilebilir. Aksi takdirde tüm kurumlar ve ülke güvenliği sekteye uğrar.   

Ülke sınırlarımızı Türk silahlı kuvvetleri en iyi şekilde korusa, iç güvenliğimizi polis teşkilatımız sağlasa, iyi istihbari çalışmalar yapılsa, en modern silahlarımız olsa bile; topyekûn ANAYURT güvenliğimizin sekteye uğramadan, kesintisiz devamının gizemli sırrı;

Gelişen gelişmeye devam ederken, gelişmeye ihtiyaç duyanları da beraber geliştirmektir 

Bu sır; her türlü ayrıştırmayı reddeder, birlik beraberliği tesis edecektir. 

Napolyon başarmak için üç önemli şey gerek; Para, para, para demiş.

Biz Türklerin başarması Topyekûn Anayurt Güvenliğinin kesintisiz başarıya ulaşmasının üç sırrı ise;

  • Topyekûn bilimsel eğitim,
  • Yüksek teknolojik yatırımlar ve işsizliğin önlenmesi, herkese bir iş imkânının yaratılması,
  • Engellilerimiz başta olmak üzere, ayrıştırmasız, itibarsızlaştırmadan, birlik beraberliğin sağlanmasıdır.