MAAŞIN HACİZİ

30 okunma Ağustos 2020

4857 sayılı iş kanunumuzun ücretin saklı kısmı başlıklı 35.  Maddesinde bu konu şu şekilde tanımlanmıştır

“ İşçilerin aylık ücretlerinin dörtte birinden fazlası haczedilemez veya başkasına devir ve temlik olunamaz. Ancak, işçinin bakmak zorunda olduğu aile üyeleri için hakim tarafından takdir edilecek miktar bu paraya dahil değildir. Nafaka borcu alacaklılarının hakları saklıdır”

Maaşı Haczedilen İşçinin İş Sözleşmesi Feshedilebilir mi?

İşçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenler, 4857 sayılı iş kanunumuzun  25. maddesinde belirtilen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işyerlerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen nedenlerdir. İşçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerde, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul etmek gerekecektir.

İspat yükü kendisinde olan işveren, geçerli ve haklı nedende davacının davranışının veya yetersizliğinin işyerinde olumsuzluklara yol açtığını ve iş ilişkisinin çekilmez hal aldığını da ispat etmelidir.

Yargıtay’ın Bakışı 

Yargıtay’ın bu konuda gerek işçi lehine gerekse işveren lehine kararları bulunmaktadır. Ancak Yargıtay’ın yerleşik içtihadına göre, işçinin borcu nedeniyle ücretinin haczedilmesi, kural olarak işverene geçerli nedenle fesih hakkı vermemelidir. Burada Yargıtay’ın aradığı en önemli unsur işçi adına gelen maaş haczinin ve haciz ihbarnamelerinin yoğunluğunun işverenin muhasebe ve diğer ilgili birimleri için ek bir külfet oluşturması ve çalışma sürecinin veya işyeri organizasyonunun olumsuz yönde etkilendiğinin ispat edilmesidir.

Yargıtay kararlarında, maaşına haciz konulan işçinin iş sözleşmesinin feshinden önce ihtar çekilerek, borç durumunu düzeltmesi konusunda uyarılması gerektiğini belirtmektedir.

Yarg. 9. HD’nin 02.02.2009 tarih ve 2800/9800E, 2009/1012K sayılı kararı

 “Dosya içeriğine göre davalı şirket Genel Müdürlüğünce ücret ve diğer alacakları üzerine haciz konulan personelin durumlarını düzeltmeleri konusunda 16.3.2004 ve 10.1.2007 tarihli iki adet genelge yayınlandığı, işverenin özellikle hakkında icra takibi ve borcu çok olan işçilerin iş sözleşmesinin feshi yoluna gittiği, genel bir uygulama yapmadığı, davacıya da iş sözleşmesi feshedilmeden önce çalışma huzuru ve verimliliğin sağlanması açısından ücreti üzerindeki hacizleri 2 aylık süre içerisinde kaldırılması gerektiği yönünde uyarıda bulunulduğu, buna rağmen davacı ücreti üzerindeki hacizleri kaldırmaya yönelik işlem yapmadığı sabittir.” denilerek işveren tarafından yapılan fesihler geçerli kabul edilmekte ve işe iade talepleri reddedilmektedir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin bu konudaki 2008/10363 E. ve 2008/6019 K. sayılı kararı 

“İşçinin ücretinin borcu nedeniyle haczedilmesi, istisna en davranış nedeniyle feshi geçerli kılmalıdır, işçinin ücretinin sık sık haczi nedeniyle, objektif bir bakış açısı altında, işyerinin, örneğin muhasebe veya hukuk servisinde önemli zaman kaybına neden olacak şekilde çalışma sürecinin veya işyeri organizasyonunun olumsuz yönde etkilendiğinin kabul edilmesi halinde geçerli fesih nedeninin kabul edilmesi gerekir. Ancak bunun için işçiye önceden ihtar çekilmesi yerinde olacaktır.”