CİLT DOSTU İKSİRLER

30 okunma Eylül 2021

Bu ayda biraz cildimiz için önemli takviyelerden bahsedelim istedim. Son yıllarda sürekli gündemde olmaya başlayan şu meşhur kolajenden başlayalım ilk önce. Kolajen, tutkal anlamına gelen yunanca kólla kelimesinden türemiştir aslında. Bir protein çeşididir. Yapısal ve işlevsel olarak tutkala çok benzer. Bağ ve bağ dokularını oluştur. Birleştirici bir tutkal görevi üstlenerek cildimize yaşlandırma karşıtı etkide bulunur. Tabi o yüzden özellikle biz kadınların daha çok ilgisini çekiyor:)  

Çok teknik konulara girip de sıkmak istemiyorum ama daha çok kolajene neden ihtiyaç duyarız, önce biraz ondan bahsedelim. Organlarımızı oluşturan hücreler, kolajen sayesinde birarada durur. Kemiklerimiz kolajen sayesinde mekanik olarak dayanıklı ve işlevseldir. Damarlarımız kolajen sayesinde esnek ve sağlamdır. Kolajen, dokuların şeklini belirlemede rol aldığı gibi metabolik olayları organize etmede de rol alıyor. Beynin bazı bölgelerindeki sinir hücrelerinin bağlantı bölgeleri olan sinapsların oluşumunda da yine önemli işlevleri oluyor. Derinin ana yapısal bileşeni olup tomurcuklanmasını ve görünümünü etkiliyor. Yaklaşık 30 yaşındayken kolajenin üretimi azalmaya başlıyor ve menopozla birlikte kaybı yılda yaklaşık %2 oranında gerçekleşiyor. Özellikle menopozun ilk 5 yılında kadınlar cilt kolajeninin %30 kadarını kaybediyorlar maalesef. Özellikle helal sertifikasına sahip kolajenlerin kullanılmasına çok dikkat etmek gerekiyor. Çünkü çok farklı etken maddelerden oluşabiliyor. İnsan kolajenine en uygun sığır kolajeni ile üretilen, tip 1 ve tip 3 kolajeni içeren, vücuttan hızlı emilebilmesi için molekül ağırlığı 2000 dalton civarı olan kolajenleri kullanmanızı tavsiye ediyorum. Kilo alımını önlemek için de şeker içermeyen türleri olması çok önemli. Yapılan klinik çalışmalar peptit formunda kolajen takviyesi alan kişilerde 4 hafta sonunda ciltteki farkın görülmeye başlandığını, 8 hafta sonunda da belirgin sonuçlar elde ettiklerini gösteriyor. Bu yüzden en az 8 hafta kullanılmasını öneriyoruz. Ayrıca geceleri ve özellikle uykuda vücut kendini yenileme aşamasında olacağı için akşamları tüketilmesi daha iyi oluyor. Ancak günde iki kez kullanmanız gerekiyorsa sabah ve akşam da kullanabilirsiniz.

Kolajenle çok ilgili olduğu için şimdi biraz Hyaluronik aitten bahsetmek istiyorum. Hyaluronik asit, cildinizde dolgu ve dolgu maddesi olarak işlev gören jel benzeri bir moleküldür aslında. Cilt hücrelerinde ağırlığının 1000 katı kadar su tutabiliyor. O yüzden biz kadınların çok sevdiği özelliklerinden biri de nemlendirici olarak kırışıklıkları azaltıp pürüzsüzlüğü artırması oluyor. Bilimsel çalışmalar, hyaluronik asidin cilt hidrasyonunu artırdığını, kolajen üretimini yükselttiğini ve cildin esnekliğini koruduğunu gösteriyor. Yaşla birlikte hyaluronik asit kaybı da oluyor. Hyaluronik asitin ve kolajenin yüksek seviyelerde bulunması, daha yumuşak, kırışıklıklara ve ince çizgilere karşı dirençli bir cilt anlamına geliyor. Ancak hyaluronik asit tek başına kullanıldığında etkisi olmuyor. Doğru kombinasyonlarla hylanuronik asit aktif hale geliyor.

Ve benim en sevdiklerimden Bentonit kili.. Bentonit kili; vücuttan toksin, ağır metal, virüs, zararlı bakteri, radyasyon ve parazitleri mıktanıs gibi çekip bağlayarak vücuttan atma özelliği ile binlerce yıldan beri iyileştirici bir iksirdir. Vücudu arındırıyor ve detoksifiye ederek karaciğer, böbrek, bağırsak gibi organları temizliyor. Bentonit kili ilaç taşıyıcı özelliğiyle kolajenin bağ dokulara ulaşmasında ve orada onarım yapmasında önemli bir rol oynuyor. Gereken miktarda hyaluronik asitle de birlikte güvenle kullanılabiliyor.

Bir diğer iksir karamürver.. Mürverlerdeki doğal antioksidanlar, vücuttaki serbest oksijen radikallerinin seviyesini azaltarak ve ciltteki kan akısını iyileştirerek yaşlanma sürecini yavaşlatıyor. Ayrıca içindeki antosiyaninler; cildin özellikle küçük kan damarları ağı boyunca kan dolaşımını iyileştirmeye yardımcı olarak yaşlanmanın cilt üzerindeki etkilerini ortadan kaldırıyor.

Cildimizi yenileme özelliğine sahip bir diğer iksir de nar kabuğudur. Nar kabuğu ekstresi ciltte antiaging etkisi gösterip içeriğinde yüksek oranda antioksidan bulunduğu için zehirli maddelerin vücuttan atılmasına destek oluyor. Güneşte bulunan UVA ve UVB ışınlarının zararlarından koruyor. Yaşlanmaya ve buna bağlı kırışıklıklara da böylece engel oluyor. Doğal bir nemlendirici görevi olduğundan cildin ph dengesini koruyor.

Pek tabii cilt için doğru ve sağlıklı beslenme olmazsa olmazlarımız. Mevsimine göre ve yeteri kadar sebze ve meyve tüketmek, paketli gıdalardan olabildiğince uzak durmak, bol su içmek ve hareketli olup kas kütlesini arttırmak, cilt için yapılması gerekenlerin başında geliyor. Bunlardan sonra yukarıda saydığım takviyelerden de destek alırsanız ancak faydalarını görebilirsiniz. Hepinize cildinizle ışıl ışıl parladığınız huzur dolu bir ay diliyorum:)