Bu sene yine pandemi sebebiyle eş, dost, akraba ziyaretleriyle şenlenen ramazan bayramları sakin geçecek gibi gözüküyor. Salgın nedeniyle süre gelen bu stres haline, sevdiklerimizin özleminin eklenmesi yeme alışkanlıklarını etkileyebilir. Artık yeni yaşam alışkanlıklarımızla birlikte çekirdek aile özelinde yaşanacak farklı bir süreç bizleri bekliyor. Evlerde çok kalabalık olunmamasına rağmen bayram neşesini kaybetmemek için yine çeşit çeşit yemekler, ikramlar yapılmak istenecektir mutlaka. Evde olan besinler de bir şekilde yeneceğinden alışverişte neler aldığınız, evde neler pişirdiğiniz oldukça önemli.
Ramazan ayı boyunca oruç tutarken yaşanan uzun süreli açlık sonrası, bayram sabahı genellikle ballı, kaymaklı, börekli kahvaltılar ile yeni döneme ani bir giriş yapılmak isteniyor. Bayram kahvaltısını bu sürecin burukluğunun acısını çıkarmak için mükellef sofralarla yapmak biz diyetisyenlerin korkulu rüyası. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, uzun süreli açlıkların olduğu bu aydan çıkışın hafif besinlerle olması ve normal beslenmeye ağır adımlarla dönülmesi gerekliliğidir.
Sağlıklı gıdalarla şık sofralar hazırlamak, tüm aile üyelerine hem fiziksel hem de psikolojik açıdan tabiki iyi gelecektir. O yüzden günü daha az gıda ve daha sık öğünle dengelemek çok önemli. Kahvaltıda; kızartmalar, basit şeker içeren besinler, sucuk, salam, sosis gibi işlenmiş etler yer almamalı ve kahvaltı tabağında olmazsa olmazlardan; domates, salatalık, yeşillik gibi sebzelere daha fazla yer verilmeli. Aynı zamanda diğer ana öğünleri de hafif geçirmeli, iyi bir kan şekeri dengesi sağlamak ve sağlık sorunları yaşamamak için bir öğünde yüksek miktarda besin tüketmekten kaçınılmalıdır. Sindirim sistemi problemleri yaşamamak için, sofrada kalınan süre daha uzun tutulmalı, yavaş yenmeli ve çok çiğnenmelidir. Rahat ve kolay sindirim için; sebze, meyve ve kuru baklagiller gibi posa içeriği yüksek besinlere öğünlerde daha çok yer verilmeli.
Bayramların değişmez ritüelleri olan ikramlıklar, ev halkı için de olsa, mutlaka hazırlanır tahmin ediyorum. Ancak ramazan ayındaki oruç dönemi, bayramda fazla tüketilen her besinin kilo artışı olarak geri döneceğini unutmayın. Bu nedenle bayram tabaklarında mümkün olduğunca hafif yiyecekler olmalı. Şeker içeriği yüksek tatlılar, hamur işleri ve şerbetli besinlerin yerine, sütlü tatlılar, taze ve kuru meyveler tercih edilmeli. Ancak bu seçimleri yaparken dahi porsiyon kontrolü unutulmamalı.
Dikkat edin. Bu dönem özellikle ramazan ayı boyunca oruç tutan veya kilo verme sürecinde olan kişiler için bir fırsatken, aynı zamanda kilo alımı için de riskli bir dönem olabilir. Daha çok evlerde zaman geçirip fiziksel aktivitelerin kısıtlı olduğu bu süreçte ev içerisinde daha hareketli olmalı, hiç değilse evde yer hareketleri yapılmalı ve beden yavaş yavaş yeni beslenme stiline alıştırılmalıdır. Fiziksel aktivite stresin ve iştahın azalmasına da yardımcı olacaktır. Evde yapılabilecek egzersizleri araştırıp ailenizle birlikte güzel vakit geçirebilirsiniz.
Sizlerle, benim de evde çocuklarıma çok severek yaptığım sağlıklı bir kek tarifini paylaşarak bu aylık yazımı bitiriyorum. Umarım beğenirsiniz. Bayramda ağır şerbetli tatlılar yerine yanına sütle birlikte bu kekten 1 dilim gönlünüz rahat birşekilde yiyebilirsiniz. Bu da size bayram hediyem olsun :) Herkese sağlıklı, huzurlu, sevgi dolu bir bayram diliyorum.
Ebru’nun şekersiz sağlıklı çikolatalı keki :)
Malzemeler
3 yumurta
2 su bardağı stevya toz tatlandırıcı
1 su bardağı laktozsuz süt
1 kahve fincanı zeytinyağ
1,5 su bardağı tam buğday unu
3 yemek kaşığı kakao
1 paket kabarma tozu
1 paket vanilya
180 derecede önceden ısıtılmış fırında yaklaşık yarım saat pişiriliyor. Dileyen büyük kek kalıbına koyup pişirir ama ben servisi kolay olması adına küçük tek porsiyonluk kek kalıplarına koyarak pişiriyorum. Pişirdikten sonra üzerine 1 kahve fincanı süt gezdiriyorsunuz. En son bitter çikolatayı eritip üzerine sos hazırlıyoruz. Afiyet olsun :)