Hatay’da faaliyet gösteren özel sağlık kuruluşları tarafından ‘Hatay Özel Sağlık Kuruluşları Derneği’ kuruldu.
Hatay Özel Sağlık Kuruluşları Derneği Başkanı Fazıl Altınay, Yönetim Kurulu Üyeleri; Ahmet Ahraz, Ozan Güngör, Hanifi Yılmaz ve Servet Ateş’in katılımıyla Hatay Gastronomi Evi’nde gerçekleşen toplantıda, dernek hakkında bilgiler verildi. Özel sağlık kurumlarının, sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesine ve sağlıkta kalitenin yükselmesine büyük katkılar sağladığına dikkat çeken Dernek Başkanı Fazıl Altınay, şu açıklamaları yaptı:
“Özel sağlık kuruluşları olarak, sağlıkta hizmet çıtasını yükseltmenin yanı sıra, kurumlarımız bölge halkı için çok ciddi istihdam kaynağı yaratmıştır. Kamu yararı gözeterek hizmet üreten hastanelerimiz, çok büyük sıkıntılar içinde var olma ve ayakta kalma savaşı veriyor. Bir yandan artan enflasyon baskısı, kullandığımız cihaz ve sarf malzemelerinin büyük ölçüde dövize endeksli olması, öte yandan artan işçilik maliyetleri, hastaneleri ciddi ekonomik dar boğaza sürüklemiştir. Bunun sonucu olarak ülke genelinde olduğu gibi, bölgemizde de maalesef hastane ve tıp merkezlerinde iflas ve kapanmalar meydana gelmiştir. Ana gider kalemlerimizden enerji fiyatlarına son 1 yılda % 300, Tıbbi sarf-malzeme maliyetleri yaklaşık %250 - %300, işçilik maliyetleri % 120 artarken, reel gelirlerimiz sürekli olarak düşmektedir. Sosyal Güvenlik Kurumu ile yaptığımız anlaşmalarda baz alınan Sağlık Uygulama Tebliği (S.U.T) fiyatları, son on yılda yaklaşık % 80 - %100 oranında artmıştır. Hastalar, bizlerden maliyetin altında ücretlerle hizmet alırken, alacaklarımızın tahsili konusunda sıkıntı yaşamaya devam etmekteyiz. Ayrıca coğrafi konumumuzdan dolayı, hastanelerimize çok sayıda göçmen sevk edilmektedir. Bunların tedavisinden kaynaklı alacaklarımız çok geç ödenmekte, ortalama tahsilat süremiz bir yılı geçmektedir. Bir yıllık enflasyon artışını düşündüğünüzde, tahsil ettiğimiz paralar tedavi amaçlı kullandığımız girdilerin maliyetini karşılamamaktadır. Bütün bunlarla beraber, bürokrasi kaynaklı kısıt ve engeller faaliyetlerimizi hantallaştırmakta, maliyetlerimizi arttırmaktadır. Hizmet verecek hekimlerimiz olmasına rağmen, bakanlıktan kadro izni alamadığımızdan, ihtiyaç duyduğumuz branşlarda hizmet verememekteyiz. Özellikle üst ve yan dallarda hastanelerimizin kadro ihtiyaçları bulunmaktadır.
Sektörün en büyük sorunlarından bir tanesinin sağlık personeli eksikliği olduğunu vurgulayan Altınay, “İstihdam ettiğimiz sağlık personellerini, verdiğimiz hizmet içi eğitimlerle yetiştiriyoruz. Bu durum, özel işletmeler için ciddi bir zaman ve ekonomi kaybına neden oluyor. Yetişen elemanlar bir süre sonra devlet memuru olarak atandığından, özel sektörde de hemşire ihtiyacı artıyor. Hastaneler hemşire bulamazken; acil tıp teknisyeni, paramedik, anestezi teknikeri, çevre sağlık teknisyeni gibi unvanlarla mezun olan çok sayıda kişi, iş ve istihdam bekliyor. Temel sağlık eğitimi almış, iş bulamayan elemanların sağlık sektörüne entegrasyonu; hem hastanelerin eksik eleman ihtiyacını karşılayacak, hem de istihdamı arttırıp ülke ekonomisine katkı sağlayacaktır” diyerek açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“ Her sektörde olduğu gibi, sağlık sektöründe de işini doğru yapmayan veya haksız menfaat sağlamaya çalışanlar olacaktır. Amaçlarımızdan bir tanesi de, bu yanlışları en aza indirebilecek otokontroller oluşturmaktır. Bu yanlışlardan hareketle, bütün özel sağlık kurumlarını zan altında bırakacak yanlış haberler yapmak ve yaymak, toplumun tümünü cezalandırmak anlamına gelir. Sağlıkta şiddetin giderek arttığı günümüzde, asılsız algı operasyonları yapmak, sadece sağlıkta şiddeti tetikleyecektir. Tüm kamuoyundan beklentimiz, asılsız provakatif haberlere itibar etmemeleridir. Son dönemde artarak devam eden sağlıkçılara yönelik şiddeti kınıyor ve caydırıcı yasal hukuki düzenlemelerin bir an önce yapılıp yaşama geçirilmesini talep ediyoruz.”