Önemli olan gönül insanı, devlet adamı, milletin adamı olabilmek

5 görüntülenme Haziran-2020

Gönül insanı olmak, gönüllere hitap etmek, gönüllere taht kurmak özellikle günümüzde çok önemli bir özelliktir. Gönül adamı, hiçbir zaman ‘alçak dağları ben yarattım!’ demez. Kibirli olmaz, kendini beğenmez. Gönül adamı mütevazı, karşısındakini anlayan ve kavrayandır. Sevgi abidesidir. Gönül adamlığının temelinde insan sevgisi vardır. Gönlüne almadığının gönlüne giremeyeceğini bilir. Gönlüne giremediğinin de beynine asla ulaşamayacağının farkındadır. Bulunduğu makamı, güç ve otoriteyi halka karşı bir kibir olarak yansıtmaz. Ne yazık ki; yaşadığımız süreçte böyle insanları bulmak biraz zor oluyor. Hava, su, ekmek kadar ihtiyacını duyduğumuz, özlemini çektiğimiz ‘gönül insanı’ deyimini bu süreçte yeniden zihinlere yerleştirmeyi başaran İskenderun Belediye Başkanı Fatih Tosyalı ile dergimizin bu ayki sayısında bir söyleşi gerçekleştirdik.

İnandığı gibi yaşayan, yaşantısıyla başkalarına örnek olan, tavır ve davranışlarıyla herkesle uyum içinde olmaya çabalayan, binlerce çalışanıyla demir çelik sektörünün Global firmalarından Tosyalı Holding’de ki görevini bırakarak siyasi arenaya adım atan Fatih Tosyalı’nın, yaşamındaki değişim yolculuğuyla ilgili röportajımızı ‘Gönlünüzü’ de katarak okuduğunuzda sizlerde hem kendiniz hem de kendinizden çok daha başkası olacağınıza inanıyoruz.

Peki, kimdir Fatih Tosyalı? Hikâyesi nerede başladı, nasıl bir ailede büyüdü, nasıl bir çocukluk geçirdi? Okul hayatı nasıl ilerledi, önce iş hayatına sonra siyasete nasıl atıldı? Başarısının arkasında hangi kişisel özellikleri var? Şimdi sizlerde hazırsanız artık biz soralım konuğumuz bize anlatsın. Tosyalı; kariyerini, başarı hikâyesini, başkan olduktan sonraki yaklaşımlarını, bu kapsamda bugüne kadar yaptıklarını ve yeni hedeflerini tam bir ‘gönül insanı’ gibi içtenlikle dile getirdi.

 

FATİH BEY ÖNCELİKLE SİZİ TANIYABİLİR MİYİZ?

1966 yılında İskenderun’da doğdum. Lise mezunuyum. 1986 yılında askerlik görevini Isparta Eğridir’de komando olarak yaptım. 2007-2019 yılları arasında MÜSİAD Hatay Şube Başkanlığı, 2013-2019 yılları arasında İskenderun Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü yönetim kurulu başkanlığı görevlerinde bulundum. 2012 yılında Slovenya Cumhuriyeti Hatay Fahri Konsolosu olarak hizmet vermeye başladım. Evli ve biri kız 4 çocuk babasıyım. 

Yönetim Kurulu üyesi olduğum Tosyalı Holding’in iç pazar satış yönetiminin başında hizmet verdim.

ÇOCUKLUĞUNUZDAN BU GÜNE GELİŞ HİKÂYENİZDEN BAHSEDER MİSİNİZ?

Çocukluk yıllarım 1952 yılında, babamız Şerif Tosyalı’nın İskenderun’da açtığı 9 m2’lik, barakadan dükkânında ağabeylerim Fuat Tosyalı ve Ayhan Tosyalı ile birlikte el emeği soba-boru ve kazan-kova, mangal üretimi ile geçti. Dükkânımız tamamen el sanatkârlığıyla, çekiç, tokmak ve makastan oluşan küçücük bir imalat atölyesiydi. Babamızın okuma yazması dahi yoktu. Ancak hesaplama konusunda çok gelişmiş yetenekleri vardı. Ölçü birimlerini mükemmel bilirdi. 2-3 metre uzaktan dahi milimetreyi, milimetrenin yarısını bile anlayacak kabiliyeti vardı. Dokunarak bir milimin üçte biri birimi dahi bilebilirdi. Bu arada okula başlayan her çocuk dükkânda da çalışmaya başladı. Çok küçük yaştan itibaren hem imalatı, hem de ticareti öğrendik. Başımızdaki ustamız babamız olduğu için sanatkârlığımızı geliştirdik. Tabi bir yandan üçümüzün de okul hayatımıza devam ettik. Hepimiz liseyi bitirdik. 

1980’li yıllarda ağabeyim Fuat Tosyalı’nın kaptanlığında daha katma değerli ürünler üretmeye başladık. Bölgemizdeki imalatçılara toptan çelik vermeye başladık. Yakaladığımız gelişimle birlikte işyerlerimizi de büyüttük. İskenderun Organize Sanayi Bölgesi’nden yer alarak fabrikalarımızı kurmaya başladık. 1988 yılında aile üyeleriyle birlikte binlerce insana iş, aş kapısı olan Tosyalı Metal A.Ş. şirketini ardından Tosyalı Demir Çelik A.Ş., Tosçelik Profil ve Sac End. A.Ş. ve diğer şirketlerimizi faaliyete geçirdik. Yani çocukluğum ağabeylerimle birlikte çok çalışmakla geçti. Başarımızın arkasında imalatlar, yatırımlar, çekilen sıkıntılar, cesaretli atılımlar, gelişmek, büyümek, yeniden büyümek, yeniden gelişmek var. Sadakat ve azimle bu günlere gelen Tosyalı Holding, global ölçekli kimliğinin yanında misyonu haline getirdiği sosyal sorumluluk projeleriyle de çok büyük bir aile olmuştur.

ÜNİVERSİTEYE GİTMEYİ DÜŞÜNMEDİNİZ Mİ?

Üçümüz de üniversite sınavını kazanmamıza rağmen gidemedik. Çünkü ben kazandığımda ağabeyim askerdeydi. İşyerini bırakıp okuyamazdım.

SİYASET ALANINA GİRME KARARINI NASIL VERDİNİZ? ZOR OLMADI MI?

Siyaset genelde iş insanlarının aklına gelmeyecek bir konudur. 22 Ocak 2019 tarihi öncesine kadar ne benim ne de aile fertlerimizin aklında olmayan bir konuydu. AK Parti hükümetimizden, yöneticilerimizden böyle bir öneri gelince önce aile içerisinde değerlendirmeyi yaptık. Ağabeylerimle enine boyuna irdeledik. Tosyalı Ailesi için 50 yıllık birikimimizi bundan sonra İskenderun’un menfaatleri için harcamamızın hayırlı, onurlu, şerefli bir hizmet olacağına karar verdik. Çekirdek ailem, yakın çevrem dahil öneriye olumlu yaklaştığımızı bildirince aday gösterildim. 31 Mart 2019 tarihinde de İskenderun Halkı’nın teveccühüyle göreve başladım. 

SİZE ÖNERİ GELDİĞİNDE İLK NELER DÜŞÜNDÜNÜZ?

Aday adaylığı süreci yaşamayan bir insanım. Böyle bir öneri geldiğinde kendi aile içimizde de konunun enine boyuna değerlendirilmesinin ardından onurlu görev için teşekkür ettim. Kim aday gösterilirse göstersin seçim süresince son ana kadar çalışacağımı bildirdim. Ancak bu görevin bana verileceği kesinleşince bize güvenenleri mahcup etmeme adına tüm maddi, manevi varlığımızla mücadele ettik. Çok şükür ki; Rabbim ve İskenderun Halkı güvenoyunu arkamıza alarak Belediye Başkanlığı görevini üstlendik.

SİYASETE GİRME DÜŞÜNCESİNİ ÖZELLİKLE EŞİNİZ, ÇOCUKLARINIZ YANİ ÇEKİRDEK AİLENİZ NASIL KARŞILADI?

Ailem bu konuda eksik olmasın çok büyük destek verdi. Özellikle eşim Arife Tosyalı, biran olsun yanımdan ayrılmadı. 68 günlük seçim maratonunda benim dışımda bayanlara yönelik gerçekleştirilen organizasyonlara katılarak planlarımız, programlarımız konusunda insanları bilgilendirdi. Adeta sırtımdaki yükü benimle paylaştı. Ona da buradan çok teşekkür etmek istiyorum.  Yani bu zorlu süreci tüm Tosyalı Ailesi olarak yürüttük. Bu ailenin içinde çalışanlarımız, iş yaptığımız insanlar, cumhur ittifakının içerisinde yer alan MHP camiası dâhildir. Adaylığımın açıklandığı 22 Ocak 2019 tarihinden 31 Mart 2019’a kadar 68 gün içerisinde çok yoğun ve tempolu bir süreç yaşadık. Bu süreçte bana destek veren tanıdığım, tanımadığım herkese teşekkür ediyorum. 

BİR İŞ İNSANI OLARAK GÖREVE BAŞLADIĞINIZ İLK GÜN NE DÜŞÜNDÜNÜZ?

İster istemez hiç alışık olmadığımız bir ortam ile karşı karşıya geldim. İş hayatı ile siyaset çok farklı kulvarlarda. Siyasette daha çok kitlelerle, toplumlarla bir araya geliyorsunuz. Bu süreçte gerçekten çok güzel birliktelikler, dostluklar oluştu. Şimdi de bu dostluklar devam ediyor. Onların; ‘biz seni destekledik, bizi mahcup etmediğiniz için çok mutluyuz’ diyerek teşekkür etmeleri benim için çok kıymetli cümledir.

SEÇİM SÜRECİNDE PROFESYONEL DESTEK ALDINIZ MI?

Hayır. Ekibimizi kurduk ve adeta ipi göğüslemek adına herkes seferber oldu. Hatta, ‘Güvenin adı Tosyalı’ sloganını da ekip arkadaşlarım buldu.

68 GÜNLÜK MARATONU DEĞERLENDİRECEK OLURSANIZ NE TÜR İLGİNÇLİKLERLE KARŞILAŞTINIZ?

İnsanlarla iç içe olmanın mutluluğunu yaşadığımı rahatlıkla söyleyebilirim. Halkın insanı olmak mutluluk veriyor. 6 yaşından itibaren çalışma hayatının içerisinde yer alan bir kişi olarak yıllarca sabah erken kalkan, işine giden, evine gelen ve iş dünyasına yönelik gerçekleştirilen organizasyonlarına katılmak dışında hiçbir siyasi sürecim olmadı. Bu nedenle İskenderun’da gidip geldiğim yol güzergâhı dışında bildiğim hiçbir mahalle de yoktu. 68 gün boyunca 45 mahalleye de gittim. Caddelerini, sokaklarını, yaylaların öğrendim.  Yaklaşık 170 bin seçmenin en az 100 bini ile temas kurduğumu söyleyebilirim. Gittiğimiz evlerde ilginç ve duygusal anlar yaşadım. Kimi aileler verdiğimiz burs vb. desteklerden dolayı teşekkür etti, kimileri çocuklarının bizim yaptırdığımız okullarda okuduğunu ya da mezun olduğunu söyledi. Kimileri ise bizim çalışanımız, kimileri iş yaptığımız firmaların sahipleri olduklarını ifade ettiler. Şunu çok net söyleyebilirim ki, yapılan hiçbir iyilik boşa gitmiyor. Muhakkak bir gün insanın karşısına çıkıyor. Seçim bitmeden ailemle nelerle karşılaştığımı paylaştım. 50 yıllık birikimimizin karşılığını aldığımızı gururla söyleyebilirim.

AĞABEYİNİZ FUAT TOSYALI’NIN KONUŞMASININ ETKİSİ OLDUMU SİZCE?

Fuat beyin sadece seçimin son günü yaptığı konuşma değil tüm seçim çalışmaları süresince gerçekleştirilen toplantılardaki anlattıkları, verdiği destek büyük etki yarattı. Abim bizim liderimiz. Şirketimizin, ailemizin yönetim kurulu başkanıdır. Onun orada söylediği her şey bizim taahhüdümüzdür. Ayrıca Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan, seçim süresince Hatay’a iki kez geldi. Sayın Erdoğan’ın miting için bir ile iki kez gittiği ender görülmüştür. 

HİÇ KAYBETME KORKUSU YAŞADINIZ MI? ENDİŞEYE KAPILDINIZ MI?

Seçim döneminde kaybetmek gibi bir korkuyu hiç yaşamadım. İçimden dahi geçmedi. Tabi ki; bir müsabakaya girildiğinde kazananda kaybeden de olacaktır. Ama çok çalıştık. Sadece 31 Mart günü sabahtan saat 17.00’a kadar 13 kilometre yol yürümüşüm. Seçim bittiğinde bir saat partiye geldim. Sonra eve gittim ve üzerime düşen görevi yerine getirmenin rahatlığıyla gelişmeleri takip ettim. Rabbim bizi mahcup etmedi. İnsanlar bize güvendi. Bizde bu güven duygusu içerisinde göreve başladık ve devam etmeye gayret gösteriyoruz. 

SİZİN İÇİN SİYASET VE SİYASETÇİ NE ANLAMA GELİYOR?

Siyaset ne iş yapıyorsak güzeli ve doğruyu yapmaya gayret etmektir. Siyasetçi, günü sabahtan akşama kadar sınırlı ve sorunlu bir siyasi alanda uğraşarak geçirenler değil, bilgiyi, düşünceyi, ilmi, fazileti, erdemi temsil eden insandır. Toplum kavga eden, sataşan ve savaşan siyasilerden bıktı. Millet artık kucaklayan, gülümseyen, dünya ile bütünleşen, siyasilere kucak açıyor, sempati duyuyor. Kişilik sahibiysen zaten en güçlü sensin. Tüm yaşamımızda kendimiz olmayı bilmeliyiz. Kendimiz olabilirsek samimiyet olur. Gerçek siyaset insan olmak, insan yetiştirmek, ülke için eser üretmek, millete hizmet etmek demektir. Çünkü insanlığa, ülkemize, ailelerimize, yaşadığımız çevreye yani tüm canlılara karşı çok büyük mesuliyetlerimiz var. Tüm yaşamım boyunca sürekli, ben hak üzerine mi nefsim üzerine mi davranıyorum diye kendimi kontrol etmeye çalışan bir kişiyim. Devamlı halkın içinde bulunarak halkın ihtiyaçlarını, beklentilerini her zaman doğru okumaya çalışıyorum. Milletle rahat diyalog kuruyorum. Yapamayacağım hiçbir sözü vermedim ve vermeyeceğim. Halkın gönlünde yer edinen, her daim milli iradeyi öne çıkartan, sırtını millete yaslayan, gelecekten ve projelerimizden bahsederek gündem oluşturan milletin adamı bir belediye başkanı olarak görevimi tamamlamak arzusundayım.

PROJE DEMİŞKEN BİR YILINIZI DEĞERLENDİRİR MİSİNİZ?

Nüfusu 250’e dayanan bir kenti yönetmek kolay bir iş değil. Geçtiğimiz bir yıl içerisinde yaptığımız önemli şey insan kaynağımızı en verimli nasıl kullanabilirizin planını, programını yaptık. Bu konuda geldiğimiz seviye çok iyi. Belediyenin güvenirliliğini sağlamaya çalıştık. Çünkü belediyeler için en kötü intiba aldığı malın ödemelerini çok geciktirmeleridir. Bu nedenle belediyelerle çalışmak, mal vermek istenmiyor. Göreve geldikten sonra belediyemizi hemen hemen dışarıya borcu olmayan, çalışanına zamanında parasını ödeyebilen itibarı yüksek bir hale getirdik. Belediyeler eğer ödemesini zamanında yaparsa,  ihtiyacı olan ürünleri de çok daha uygun şartlarda alabilirler. Satın alma sürecini değiştirdik. Bu gün herkes İskenderun Belediyesine ürün vermek için hiç tereddüt etmiyor, adeta yarışa giriyorlar.

 ‘Borçsuz belediye yok’ anlayışını zihinlerden yok ettik. Organizasyonumuzu ve ekibimizi iyi oluşturarak beraberinde motivasyonu ve sahiplenmeyi kazandırdık. Şuanda çalışanımıza, esnafımıza, piyasaya bir kuruş borcumuz bulunmamaktadır. 1 Ocak 2020 itibariyle 234 milyon YTL olan borcumuzu 186 milyon YTL ye düşürmüş durumdayız. Bu kadar hizmeti yaparken hiçbir borçlanmaya da gitmedik. 

Çalışanlarımız maaşlarını alabilme endişesi olmadan görevlerini yapıyorlar. Bu da verimliliği, performansı arttırıyor. Bunların da olumlu yansımalarını İskenderun halkı yaşıyor. Hem biz hem halkımız semeresini görüyor. 

Bu süreçte birçok belediye maaş ödeyememe gibi riskler yaşarken biz çalışanlarımızın maaşlarını aksatmadan gününde ödüyoruz. Ayrıca emekli olmayı tercih eden 62 arkadaşımızın 10,5 milyon YTL civarındaki bütün alacaklarını, haklarını ödedik. 

Biz ne konuşmuşsak, ne söz verdiysek harfiyen yerine getiriyoruz. Böylede devam edeceğiz. 

Projelere gelince, bu bir yıl içerisinde yapmak istediğimizin fazlasını yaşama geçirdik. Parklar, bahçeler, sahil düzenlemesi, asfaltlama, gazinolara ve kültür sarayımıza yeni düzenleme, yol, parke çalışmaları, köy yollarının açılması, ilaçlama gibi başlıkları böyabilirim. 237 bin 369 metre karelik yüzölçüme sahip Ziraat Bahçesini, Mustafa Kemal Mahallesi’ndeki kültür evini, Meydan Mahallesi’ndeki yaklaşık 20 dönüm araziyi bünyemize kattık. TÜRGEV Vakfı adına Sakarya Mahallesi’nde bulunan gayrimenkul üzerindeki 49 yıl süre ile verilen kullanım hakkı şerhi girişimlerimiz sonucunda kaldırılarak belediyemiz envanterine kazandırılmıştır. Bu taşınmaz ile ilgili olarak BİLSEM’in kullanımına tahsis süreci tarafımızca devam ettirilmektedir. Bu işlem belediyemizin kamuya olan borçlarından düşülmesi koşuluyla yapılacaktır. İsmet İnönü ve Karayılan Mahallelerindeki iki adet kültür evi vatandaşlarımızın hizmetine sunulmuştur.

Arka arkaya baktığımızda o kadar yoğun bir dönem geçirdik ki... Koronavirüs ile bu süreç yavaşladı. 10 adet semt futbol, 5 adet basketbol sahasının, 2 adet yüzme havuzunun ihalesini gerçekleştiremedik. Spor Toto teşkilatı ile yeni statla ilgili protokol imzaladık. Eski stadın millet bahçesine dönüştürülmesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan olur geldi. Karayolları ile otobana iki adet bağlantı yolunun yapılması için görüşmelerimizde olumlu yönde gelişmeler yaşıyoruz. Bisiklet yolu projesiyle ilgili hem Hatay Büyükşehir hem de İSTE Üniversite ile işbirliği protokolü imzaladık. Projelendirme çalışması devam ediyor. Kentimizin imar sorunu vardı. Gerekli düzenlemeleri yaparak hem büyükşehir hem de İskenderun meclislerinde onaylattık. Şuan İskenderun’un imar sorunu ortadan kalktı. Baktığınızda kısa sürede çok iş yapıldı. Yapmaya da devam edeceğiz.

BU İŞLERİ YAPARKEN SİZİ EN ÇOK NELER ZORLADI?

Belediyecilikte şunu gördük. Özel sektör ile devlet kurumlarının işleyişleri çok farklı. Belediyecilikte mevzuat var. Özel sektörde bazı şeyleri talimat vererek anında yaptırabiliyorsunuz. Ancak belediyecilikte istediğiniz şeyleri hızlı yapamıyorsunuz. Burada bir süreç işliyor. Satın alma mevzuatı var. Alacağınız belli şeylerin kimisinin encümenden kimisinin meclisten onayı gerekiyor. Belli kurumlardan izinlerin alınması zorunlu tutuluyor. Bazı şeyleri burada bugün istiyorum hemen yaparım diye bir şey yok. 

GELİRLERİNİZ YETERLİ Mİ?

İskenderun’un geliri İller Bankası, emlak, çevre temizlik vergileri, işgaliye ve ilan reklam vergileri. Bunları tam alırsanız, kayıp kaçağı bitirirseniz mevcut gelirler size yeter. Harcamalarınızı da doğru yere yaparsanız hiçbir sorununuz kalmaz. Belediyenin 40 milyon alacağı var. Böyle bir şey olur mu? Çünkü kimse konunun üstüne gitmemiş. Şuan biz alacaklarımızın peşindeyiz.

SİZ EKİBİNİZİ KURABİLDİNİZ Mİ?

Geldiğim günden bu yana eleman alamıyorum. Sadece başkan yardımcısı alabildim. Kemal Nadir Ünal, Ahmet Keskin, Mehmet Ali Dokuzoğlu, Doç. Dr. Ayşe Neslin Oğuzhan Akkoca ve Mehmet Belen ile ekibimizi oluşturdum. Bu arkadaşlarımızla doğru yönlendirmeler, organizasyonlar, programlar yaparak, ortak akılla süreci götürüyoruz. Yeni bir anlayış getirdiğimize inanıyorum. Değişim ve gelişimi başlattığımızı düşünüyorum.

DEĞİŞİM VE GELİŞİM KONUSUNU BİRAZ AÇAR MISINIZ?

Benim en büyük özelliğim çalışmayı çok sevmemdir. Yaşamım boyunca işe sabah erken başlamayı seven bir kişiyim. Bu nedenle belediye başkanlığı görevine başladığım ilk günden itibaren işe sabah 8.00’da geliyorum, çok geç saatlerde evime gidiyorum. Başkan yardımcılarımız dâhil tüm belediye personelimiz de zamanında işlerinin başına geliyorlar, geç vakit gidiyorlar. Çünkü hepimiz omuzlarımızdaki yükün çok ağır olduğunun bilincindeyiz. 250 bin insanın hizmet beklediğini düşünerek görevimizi yapıyoruz. Hayırlı hizmet edip hayır duası almak hepimizin arzusu. Bu işi kabul etmemizin tek amacı da budur. Şu anki görevlerimizin bir gün biteceğini de biliyoruz. Bittiğinde İskenderun da bizden sonraki insanlara iyi bir anı bırakmak istiyoruz. Hiçbir şey sonsuz değil. Bu görev bitecek ama bu görev bittiğinde insanlar arkamızdan iyi yâd ederse bizler de bu işi iyi yapmışız diye kendimizi rahatlatırız. Özetle ben ve ekibimin farkı çalışmak, takip etmek, iş disiplini.

İŞ İNSANI OLMANIZIN GÖREVİNİZİ YAPARKEN AVANTAJLARI VE DEZAVANTAJLARI OLDU MU?

Tabi ki oluyor. Şirkette ticaret ve pazarlama bölümü bana bağlıydı. Bu nedenle her türlü alım, satım, işbirliğinde şirketteki bilgi ve becerilerimi burada değerlendirebiliyorum.

BELEDİYE BAŞKANLIĞINI, BELEDİYECİLİĞİ ANLATIN DERSEM…

İnsana dokunmak, gönüllere girmek, onların derdiyle dertlenmek, güldüğü yerde gülebilmek, ağladığı yerde ağlayabilmektir. Seçildikten sonra her yerde daha çok görünür olma anlayışına gelinmelidir. Cenazeye, düğüne, vatandaşın kahvesine, derneğine gidebilmek de bunların içinde yer alır. Başkan olarak yaptığın işleri yapmış olmak için yapmayacaksın. Fotoğraf vermek için yapılan yapmacık işler gönle girmiyor. Her zaman yanlışlar yapabilirsiniz, ama tevazu ve samimiyseniz bu yaptığınız yanlışlar göze görünmez. Çıtayı sürekli yükseltmelisiniz. Daha iyisine nasıl ulaşabiliriz sorusunun cevabını aramak lazım. 

FOTOĞRAF DEMİŞKEN. SELFİ ÇEKMEYİ ÇOK MU SEVİYORSUNUZ?

Siyasete girene kadar hayatımda selfi çekmedim. Benden talep edildiği için çekiyorum. İnsanların da hoşuna gitmeye başladı. Bizimle beraber olmayı, yanımızda aynı karede gözükmek istiyorlar. Bu durum hem onları hem de bizleri mutlu ediyor. İnanın selfi çekmem insanlar tarafından çok istenen bir şey oldu. Keşke herkesi mutlu edebilsem. Kimileri sanki ben çok istiyormuşum gibi bu durumu olumsuzluğa çekti. İnsanlar istiyor. İsteyince insanları kırmamak gerekiyor. Ama kim ne derse desin o talep geldiği sürece selfi çekmeyi sürdüreceğim. İnsanların memnuniyeti bizim için önemlidir. 

SİYASETE DEVAM ETME PLANLARINIZ VAR MI?

31 Mart 2019 da göreve başladım. Görevimiz 31 Mart 2024 tarihinde de sona eriyor. Süreçte bir tek düşüncem var İskenderun’a hayırlı hizmetler yapabilmektir. Bu tarih geldiğinde ben gidip adayım demem. Büyüklerimiz, hükümetimiz bize ne görev verirse onu yaparım. Gidip ne bir talebim ne bir isteğim olur. Biz makam mevki peşinde değiliz. Bu gün burayı söylediler buraya hizmet ediyoruz yarın başka bir görev verirler oraya gideriz. Devam et derlerse devam ederiz. Görev verilip verilmemesi de önemli değil. Ben son saniyeye kadar bulunduğum yerin haklarını, hukuklarını menfaatlerini savunurum. Ne zaman görevim bitti tamam buraya kadar der ceketimi alır tekrar işimin başına dönerim. Yani 5 yıl sonra da bir talebim olmaz. Çok onurlu, çok şerefli bir görev yapıyorum. Burada çok farklı haz var. Yetkimiz ve sorumluluklarımız dahilinde İskenderun’a hayırlı ve güzel hizmet etmeyi sürdüreceğim. Sonrasında hakkımızda neyse hayırlısı o olsun istiyorum.

Ayrıca bu işi benim istemem de yeterli değil insanların beni istemesiyle doğru orantılı. Bizler bir şeyi talep eden değil bizden talep edilen olursa daha değer kazanır düşüncesinde olan insanlarız. Eğer bu süre içerisinde halkımız Fatih Tosyalı’dan hoşnut, memnun olursalar, hizmetlerin devamını isterseler ve büyüklerimiz de uygun görürseler neden olmasın ki…, Yani süreç kendiliğinden gelişecektir. Rabbim ne dilerse o olur. 

ŞİMDİDE BAZI KİŞİSEL SORULAR YÖNELTMEK İSTİYORUM. 

NASIL BİR EŞ VE BABASINIZ?

Evime, çocuklarıma düşkünümdür. Hayat felsefem iş ve ev arasında oluşmuştur. Bütün cefayı, eziyeti evdekiler çekiyor. Enerjim tükenmiş bir şekilde eve geldiğimde huzur buluyorum.  Belki çocuklarımla hayat noktasında, aramızdaki nesil ve jenerasyon farkı çok büyük. Bizim kabullendiklerimizi, onların aynı şekilde kabullenmesini ben asla doğru bulmuyorum. Bizim anne baba olarak onlara bırakacağımız en önemli şey dürüst bir isim ve iyi bir eğitim imkânı. Bize danışırlarsa, hayat tecrübemizden, öngörümüzden yön gösteriyoruz. Onların düşünceleri ve değerleri de en az bizimkiler kadar önemli. O enerjiyle bizim birikimimizi doğru bağlayabilirsek, evlatlarımızın da, ülkemizin de geleceği çok daha açık olacak.

ELEŞTİRİLERE KIZAR MISINIZ?

Yapıcı ve dozajlı olursa hiç kızmam. Aksine yanlışlarımızı, hatalarımızı bize gösterdikleri için teşekkür ederim. Benden önce sosyal medya hesapları olumsuz mesajlara kapatılmış. Göreve başlar başlamaz hemen açtırdım. Çünkü yapılan eleştirilerle kendimizi düzeltmemiz gerekiyor. Sosyal medyanın iyi kullanılmasına da gayret gösteriyoruz. Yaptığımız çalışmaların bilinmesi açısından önemli bir görev üstlenen sosyal medyayı doğru kullanarak halkımıza ulaşmaya çalışıyoruz. 

MAAŞINIZI ALMIYORSUNUZ DEĞİL Mİ?

Bu güne kadar maaşımı almadığım gibi ne kadar olduğunu da bilmiyorum. İki arkadaşımıza talimat verdim otokontrol yaparak doğru yerlere kullanmalarını istedim. Başta eğitim olmak üzere ihtiyaç sahiplerine gönderilmesi beni mutlu ediyor.

HOBİLERİNİZ NELER?

Denk gelirse müzik dinlerim. Halk müziği tercihim. Yemek yemeyi severim ama yapmayı sevmem. Bir yıl öncesine kadar fırsat buldukça spor yapardım. Yürüyüşü severim. Ama başkanlık sonrası gerçekleştiremiyorum. 

KEŞKELERİNİZ OLDU MU?

Muhakkak olmuştur ama ders almışımdır. Önemli olan keşkeleri bir daha yapmamaktır.

SİZİ NELER HEYECANLANDIRIR?

Yaptığım işin karşılığını görmek, farklı bir şeyler yapmak beni çok heyecanlandırır.

HANGİ TAKIMI TUTUYORSUNUZ?

Galatasaray taraftarıyım. Fanatik değilim. Kazanan takımı da takdir etmesini bilirim.

MARKA TUTKUNLUĞUNUZ VAR MI?

Hayır.

SİZİN İÇİN BAŞARI NEDİR?

Eğer yaptığınız iş olumlu sonuçlanıyorsa, insanlar memnun ise bu bir başarıdır. İskenderun Belediye Başkanlığı görevimde de amacımız hizmet etmek. İyi bir şeyler yapmak. 

ŞANSLI BİR İNSAN MISINIZ?

Çok şanslı bir insan olduğuma inanıyorum. İlahi bir güç bize yardım ediyor diye düşünüyorum. O da yaradanımız.

ÖZLEMİNİ DUYDUĞUNUZ BİR ŞEY VAR MI?

Hiçbir şeye özlem duymuyorum. Tenekecilikten geldiğimiz noktayı düşündüğümde Allaha şükür her şey güzel oldu. Çok çalıştık. 12 Eylül ihtilalinin olduğu gün dahi İskenderun’daki işyerimize gelerek darabamızı kapatıp çalıştık. Hiç yüksünmedik. Kötüyü de iyiyi de yaşayan bir insan olarak özlem duyabileceğim hiçbir şey yok.

Bir tek şeyi çok istiyorum. O da uyumak. Bugüne kadar hep çok erken kalkan bir kişi olarak saat 9’a kadar yattığımı hiç hatırlamam. Geç kalktığını söyleyenleri ise hayretle karşılarım.

ÖLDÜKTEN SONRA MEZAR TAŞINIZA NE YAZILMASINI İSTERSİNİZ?

Allah ölümünde, ömründe hayırlısını nasip etsin. Ne kadar güzel. Demek bir mezarın var ki taşına diyebiliyorsunuz. Bir de mezarı olmayanlar var.  Düşünün koronavirüs dönemin de vefat edenlerin aileleri taziye dahi kabul edemiyor. Cenazenin dahi kıymetini bu süreçte daha iyi anladık. Bu bile ne kadar değerli hale geldi. Allah hayırlı ölüm nasip etsin mezar taşımıza ne yazarlarsa yazsınlar.

VAZGEÇİLMEZLERİNİZ NELER?

Doğrultan vazgeçmem. Hangi makamda olursam olayım taviz vermem. Haklarını sonuna kadar savunurum. Bir de insanlarla bir araya gelmek, sohbet etmek, onların tecrübelerini dinlemek yaşam felsefemin vazgeçilmezlerindendir. Çünkü yaşı küçük veya büyük olsun her insanın ders alabileceğiniz hikâyesi vardır. 

NELERE KIZARSINIZ?

Yapılmasını istediğim ancak yerine getirilmeyen, elde olmayan nedenlerle yaşanan gecikmeler canımı sıkar. Yağcılık yapılmasını istemem. İnsanlar ne hissediyorsa onu paylaşsınlar. Samimi olsunlar. İhaneti asla affetmem. İnsanlar bilerek hata yapmışsa kabullenmem ve hakkımı helal etmem. 

SİZİN İÇİN EN ÖNEMLİ HEDİYE NEDİR?

Sermayesi dahi olmayan gülücük ve selam verilmesi, hatır sorulmasıdır.

CİMRİ MİSİNİZ?

İktisatlıyımdır. Bulunduğum yerin haklarını hukuklarını çok iyi korumasını bilirim. Ne peşkeş çekerim ne de çektirtirim. Fuzuli olan hiçbir şeyi sevmem. Tasarruflu ve tedbirli bir yaşamım var. Oda dolusu para olsun ihtiyacım yoksa boş yere kullanmam.

GİZEMLİ VE ZOR BİR İNSAN MISINIZ?

Gizemli ve zor bir insanım. Ama bana kolayca ulaşıla bilinir. Zor kelimesine gelince, kime ve neye göre zor veya kolay bir insanım. Bunu irdelemek gerekir. İşini yapmak istemeyenler için tabi ki zor bir insanım. İnsanların işine karışmazsanız iyisiniz. 

KENDİNİZLE BARIŞIK MISINIZ?

Kendimle mutlu ve barışık bir insanım.

GENÇLERE BİR MESAJ VERİN DERSEM…

İmkânları ölçüsünde iyi eğitim alsınlar. Kendilerinin nerede mutlu olacağı ve başarılı olacağına yönelik inançları varsa, o yönde gitmeyi hedeflesinler. Kabul etmek lazım ki, çok farklı bir gençlik geliyor. Bilgiyle donanmış, öz güveni çok çok daha yüksek, geleceğe çok farklı bakan bir gençlik geliyor. Tutkunun, gönülden adanmışlığın ve çok çalışmanın başarıyı beraberinde getirdiğini bilsinler.

SON OLARAK İSKENDERUN HALKINA NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ?

İnsanların bir kente gelebilmesi için sebepler lazım. Son bir yılda kentimize gelişler arttı. Çünkü göreve geldiğimiz günden bu yana yaptığımız çalışmalarla dışarıdan gelen insan sayısını arttırdık. Yeni ve farklı yapacağımız yatırımlarla bu sirkülasyonu daha da arttıracağımıza inanıyorum. Özellikle atıl durumda kalmış olan denizimizi değerlendirmek istiyoruz. Örneğin deniz gondolu getirebilmek için görüşmelerimiz var. Yine aguapark, ‘Büyük İskender Müzesi’, millet bahçeleri, deniz mahsullerimizi en iyi şekilde yansıtan lokantalar, kültür ve sanat, fuar, festival etkinlikleri projelerimiz içerisinde yer almaktadır. Taziye evlerinin sayısını çoğaltacağız. Bunları yaşama geçirdiğimiz zaman insanlar gelecekler, gezecekler, görecekler, eğlenecekler ve para harcayacaklar. Yani bizler direk insanların cebine para koyamayız ama kentimize gelen insan sayısını arttırabilirsek bunun yansıması halkımıza olacaktır. Lunapark verebileceğim güzel bir örnektir. Büyük ilgi gördü.

Şuan ki belediye binamız depreme dayanıklı değil. Bunun daha kapsamlı bir şekilde yenilemek için girişimlerimizi başlattık. Bir de yıllardır gündemde olan Hassa Tünel Projesi gerçekleşirse İskenderun yerli ve yabancı yatırımcıların odak noktası olacaktır. O bölgelerde yapılacak sanayi tesisleriyle işsizlik sorunu da ortadan kalkacaktır.

Son olarak şunu söylemek isterim ki; İskenderun büyük bir şehir. Herkesi memnun etmek için uğraşıyoruz. Yüzde yüz memnun edemesek dahi elimizden geleni yapıyoruz. Biz insanları ayırmıyoruz, ayrıştırmıyoruz. Zaten hayat anlayışımız budur. Ben tüm İskenderun halkının belediye başkanıyım. Sadece burada yaşayanların değil bu kente misafir olarak gelenlerin dahi belediye başkanıyım.

Burada bir tek amacımız var hayırlı hizmet verip hayır duası almak.  5 yılı hayırlısıyla tamamlamak.

Habere Ait Resimler