Her zaman olduğu gibi bu sayımızda da kapsamlı içeriği ile röportajımızı hazırladık. Sayfalarımıza iki yıl önce konuk ettiğimiz Burak Gezmen’den bu kez de sektördeki ve firmasındaki gelişmeleri dinlemek istedik. Plastik alanında edindiği birikim ve deneyim ile kısa süre içerisinde hayata geçirdiği yatırımlarla sektöründe gitgide büyüyen Gezsan Plastik’in Yönetim Kurulu Başkanı Gezmen, bu hızlı serüvenini bizlerle paylaştı.
Küçük adımlarla başladığı sektörde gereken teknik bilgilere ilişkin çalışmalarını tamamlayan genç iş insanımız, günümüz teknolojik gelişmelerini de yakından takip ederek, geniş kullanım yelpazesine sahip plastik alanında tek bir ayrıntıyı bile atlamadan hızlı bir yükseliş trendi ortaya koydu.
“Son dönemde modern teknolojiler ile yenilenme konusunda yoğun yatırımlar yapmaya devam ediyoruz” diyen ve Global firma olma hedefine doğru emin adımlarla yol aldıklarını sık sık vurgulayan Burak Gezmen’in İskenderun OSB’deki yeni tesisinde gerçekleştirdiğimiz haber yolculuğumuz da paylaştıklarını okuduğunuzda, sizlere rehberlik edecek, ufkunuzu açacak birçok ipucu bulabilirsiniz...
Devamlı gülümseyen yüzü, bitmeyen enerjisi ve heyecanı ile farkını ortaya koyan Burak Gezmen ile plastik sektörünü ve yakaladığı başarıyı geniş bir çerçevede konuştuk. İlgiyle okuyacağınızı umuyoruz.
ÖNCELİKLE GERİ DÖNÜŞÜM SEKTÖRÜNÜ ÇEVRE, DOĞAL KAYNAKLAR VE EKONOMİK AÇILARINDAN DEĞERLENDİRİR MİSİNİZ?
Gerek kaynakların etkili kullanılması ve ekonomik boyutu gerekse çevreye katkısı nedeniyle geri dönüşüm alanı, bugün ve gelecek için büyük bir öneme sahip. Özellikle plastik adı verilen insan yapımı polimerlerin çevremizde yer alan hemen hemen tüm eşyalarla bağlantısını düşündüğümüzde doğa ve çevre açısından geri dönüşümün zorunlu olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Çünkü her yıl, üretilen tüm plastik ambalajların % 32'si doğaya atılıyor. Sadece Avrupa'da yılda yaklaşık 25,8 milyon ton plastik atık oluşuyor. Mevcut uygulamalara devam edilmesi durumunda 2050 yılına kadar okyanusta balıklardan daha fazla plastik olacağı öngörülüyor. Bu nedenle orijinali tüketip plastiği doğada çoğaltacağımıza elimizdekileri dönüştürüp kullanmak daha mantıklı olmaktadır.
GERİ DÖNÜŞÜM NE GİBİ KATKILAR SAĞLIYOR?
Yukarıdaki rakamlara baktığımızda geri dönüşümün çevre ve ekonomik açıdan ne kadar zorunlu olduğunu anlayabiliriz. Gelişmiş geri dönüşüm teknolojileri ile orijinal hammadde fiyatından daha uygun maliyetlerle ve neredeyse aynı kalite de ürün üretmek mümkün olmaktadır. Tüm sektörlerde tekrar kullanıma uygun malzemelerin yapıldığını düşündüğümüzde daha az enerji tüketimi ile atıkların azalmasını da sağlamış oluyoruz. Net olarak geri dönüştürülmüş plastiklerin, yerel ve uluslararası endüstriler için giderek daha değerli bir hammadde haline geldiğini söyleyebiliriz. Bu nedenle geri dönüştürülebilen atıklar çöp değildir.
SEKTÖR ADINA NASIL BİR YOL İZLENMELİ?
Sürdürülebilirlik için sınırlı olan kaynaklarımızın değerlerini ve kalitelerini koruyarak onların en iyi şekilde kullanma yollarının tanımlanması her şeyden önemli hale geliyor. Atık algımızı çöp kavramı dışına çıkararak, çevreye kazandırılan bir faktöre dönüştürmeliyiz. Sıfır atık felsefesini sindirmeliyiz. Geri dönüştürülebilir türdeki atıkların kaynağından ayrılarak diğer türdeki atıklarla karışmasının engellenmesi geri dönüşüm maliyetini ciddi ölçüde düşürür ve atığın değerini arttır. Bugün çöpe giden geri dönüşebilen atıkların neredeyse tamamı konutlardan veya insanların ortak kullanımına açık olan kamusal alanlardan çıktığı gerçeğinden hareket ettiğimizde Geri Dönüşüm zincirinin en önemli halkası evlerden çıkan ambalaj atıklarının mutlaka kaliteli bir şekilde ayrı olarak toplanması gerekiyor. Kâğıtları, camları, plastikleri ve daha birçok maddeyi ayırarak toplama merkezlerine, okullarımızdaki veya sokaklarımızdaki atık kutularına atarak doğa ve çevre adına büyük başarılara imza atabiliriz. Vatandaşlarımızın bilgilendirilerek bilinçlendirilmesi konusunda belediyeler ve sivil toplum örgütleri öncülük edebilirler.
Tüm bunları yapmak zor değil. Kullanımı tamamlanan ambalaj atıklarının temiz bir şekilde, organik atıklardan ayrı olarak toplanması, çok daha kaliteli bir toplama sistemi oluşturulmasını, geri dönüşüm maliyetinin ciddi ölçüde düşmesini ve atığın değerinin artmasını sağlayacaktır.
Bu konuda yaşama geçireceğimiz en önemli yöntemlerden biri ise depozito sistemidir. Geri dönüşüm sektörümüzün önemli sacayaklarından biri olarak kabul edilen ve Dünya’nın birçok ülkesinde başarıyla uygulanan zorunlu depozito sistemi ülkemizde de hayata geçirilerek vatandaşlarımızın doğrudan katılımları sağlanmalıdır. Depozito sistemiyle birlikte tüketici için parasal değer ifade edecek atıklar, çöp olarak atılmadığı için hem çevre korunuyor hem ülke ekonomisi kazanıyor hem de temiz ve geri dönüşüme uygun hammadde elde ediliyor.
DÜNYA GENELİNDE SEKTÖRE İLGİ NASIL?
Eskiden geri dönüştürülmüş hammadde, kalitesi düşük, ikinci sınıf olarak görülürken bugün dünyanın önde gelen ambalaj üretici firmaları, tekstil firmaları, marka sahipleri kendilerine geri dönüşüm hammadde kullanma hedefleri koyuyorlar. Çin ve ABD de gibi gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ülkeler konuya ciddi şekilde eğilmeye başladıkları için sektöre yönelik yatırımlar çoğaldı. Bir süre sonra istesek de plastik hurda ithal edemeyeceğiz. Çünkü kimse kimseye bu atığı satmayacak, bütün dünya o tarafa yöneldiği için herkes birbirinden almak isteyecek. Geri dönüşümün döngüsel ekonomiye katkısının ne kadar büyük boyutlarda olduğunun bilinciyle hareket ederek plastikte geri dönüşüm sektörünün ülkemizde de gelişmesi için tüm imkânlarımızı seferber etmeliyiz. Bu gelişim, yeni tesislerin kurulmasını ve yeni iş imkânlarının oluşmasını sağlayacaktır. Dolayısıyla geri dönüşüm sektörü Türkiye’de de geleceğin en iyi sektörlerinden biri olmaya adaydır.
ÜLKEMİZDE SEKTÖRÜ DE ETKİLEYEN ÇEVRECİLİK ADINA HAYATA GEÇİRİLEN PROJELERİ DEĞERLENDİRİR MİSİNİZ?
Türkiye, son dönemlerde attığı adımlarla iklim kriziyle mücadelede yeni bir safhaya geçti diyebiliriz. Geçen yıl ve bu yıl ülkemiz için milat sayılacak adımlar atıldı. "Sıfır Atık Projesi" kapsamında, 2017'de yüzde 13 olan geri kazanım oranının 2020 yılında yüzde 22,4, 2021 yılında ise yüzde 25’e yükseldiği 2023 yılı hedefinin ise yüzde 35 olarak belirlendiği açıklandı.
Ekosistemin doğal dengesinin bozulduğu günümüz koşullarında dünyanın tüm canlılar ve gelecek nesiller için daha yaşanabilir bir yer olmasını istiyorsak bu tür projelere herkesin destek vermesi gerekiyor. Hem bugün hem de gelecekte daha yaşanabilir bir dünyaya sahip olmak için vakit kaybetmeden harekete geçmeliyiz ve elimizden geleni yapmalıyız. Kurumsal projelerimizle tüm canlılar ve çevre için çalışmalıyız. Çünkü biliyoruz ki; yeryüzü, bize atalarımızdan miras kalmadı, çocuklarımızdan ödünç aldık. Gelecek nesillere temiz ve gelişmiş bir Türkiye ile yaşanabilir dünya bırakma amacını taşıyan bu projelerle ‘Sıfır Atık’ mümkün!
YURT DIŞINDAN İTHAL EDİLEN ATIKLARA YÖNELİK YAPILAN ELEŞTRİLERİ NASIL KARŞILIYORSUNUZ?
Bir kez daha vurgulamak isterim ki; yurt dışından ithal edilen geri dönüştürülebilen atıklar çöp değildir. Getirilen atıkların yüzde 98’i geri dönüştürülürken ancak yüzde 2’si bertaraf tesislerine gönderilmektedir. Ayrıca ülkemizde bulunan lisanslı 1300 kadar geri dönüşüm firmamızın kapasitesi yıllık 1 milyon Ton civarındadır. Petrokimyada tek hammadde üreticimiz olan Petkim’in üretim kapasitesi de yıllık 1 milyon Ton’dur. Yılda 8 milyon ton hammaddeye ihtiyaç duyulmaktadır.
Demek ki; çöp diye tabir edilen şeyler aslında bizlerin hammaddesi. Alınan plastik atık malzemeler katma değerli ürünlere dönüştürülerek yurt içine ve yurt dışına satışı yapılıyor. Plastik hammadde sektöründe yüzde 80 ithalata bağlı olan ülkemizin cari açığının azalmasına ve ihracatının artmasına ciddi katkılarda bulunulduğu gibi orijinal hammaddeye göre daha uygun maliyette olduğundan üretici firmalarımızın rekabet gücünü de arttırıyor. Sokak toplayıcıları ve fabrikalar dahil edildiğinde istihdam dostu sektörümüz binlerce kişiye iş imkanı sağlamaktadır. Bu nedenle oluşturulmaya çalışılan algı doğru değildir.
Bir konuyu da burada belirtmek isterim. Önceden ürün ithalatı yapabilmek çok kolaydı. Bir tesisinizin olması şartı bulunmuyordu. Şimdi mutlaka geri dönüşüm tesisinizin olması ve bazı şartları yerine getirmeniz isteniyor. İstenilen şartların ağır olması nedeniyle lisans alan firmaların sayısı da çok azaldı.
Şartlara uymayanlara ürün ithalatı yapmalarına izin verilmiyor. Ayrıca önceden kapasitemizin yüzde 100’ü kadar ithalat yapabilirken bu rakam daha sonra yüzde 75’e indirildi. Şuanda ise mevcut kapasitemizin yüzde 50 kadarına Çevre Bakanlığı izin veriyor. İthal edilen ürünler gümrüklerde çok sıkı denetimlere tabi tutuluyor. Aslında ben bu gelişmelerden dolayı mutluyum. Türkiye'de geri dönüşüm anlayışının istenilen seviyeye ulaştırılması, istenilen ilerlemenin sağlanması halinde dönüşümün ekonomiye katkısının "inanılmaz boyutlarda" olacağını herkes bilmektedir. Geri dönüşüm ve ayrıştırma firmalarını çözüm noktasında da kapının anahtarı ve kilidi olarak görüyorum. Kapının kilidini açınca her kesim rahat bir nefes alıyor.
ŞİMDİ DE İKİ YIL ÖNCE GERÇEKLEŞTİRDİĞİMİZ RÖPORTAJDAN BU YANA FİRMANIZ AÇISINDAN NE TÜR GELİŞMELER YAŞANDIĞINI ANLATIR MISINIZ?
Çok genç ve dinamik bir şirketiz. Değişen dünya ve piyasa koşullarına hızla adapte olarak gelişmek ve sürdürülebilirlik anlayışı ile büyümek bizim stratejik hedeflerimiz. Yeni çağın gerekliliklerini yerine getiren, global değişimlerden aldığımız güçle sağlam adımlar atan, bir adım önde olmayı hedefleyen şirketiz. Bu hedeflerimizi gerçekleştirme yolunda en büyük motivasyonumuz ise çalışanlarımız, iş ortaklarımız ve müşterilerimizle aramızdaki güçlü bağımızdır.
Global şirket olabilme hedefini odağına alan şirket grubu olarak son iki yıl da teknolojik gelişmelerden yani dijitalleşmenin avantajlarından da faydalanarak birçok projeyi hayata geçirdik. Sektörlerdeki gelişimi, gelişme alanlarını ve taleplerini yakından takip ederek yatırımlarımızı yaşama geçirdik. Tabi beraberinde ürün ve hizmetlerimizi de günün koşullarına göre sürekli yeniliyoruz. İskenderun OSB’de 10 dönüme yakın alanda 100’e yakın çalışanımızla ‘seçme ve ayrıştırma, yıkama ve temizleme, eritme ve ekstrüzyon’ işlemlerinin yanı sıra granür üretimi de yapıyoruz. Büyüme ve atılım stratejimiz çerçevesinde yaptığımız makine yatırımlarımızla 2020 yılında aylık 500 ton atığı geri dönüştürebilirken bu gün rakamımızı üçe katlayarak 1500 tona ulaştırmanın gururunu yaşıyoruz.
YENİ YATIRIMLARINIZLA İLGİLİ DE BİLGİ VERİR MİSİNİZ??
Özellikle bize hız ve kalite açısından değer katacak son teknolojik makinaları bünyemize kattık. Ayrıştırma, balya açıcı, filitratsyon hatlarımız için gerçekleştirdiğimiz yenilikçi makine alımlarımızla birlikte tesis bünyemizde kurduğumuz modern takip sistemimizle de global firma olma hedefimizde çok önemli bir yol kat ettik.
TAKİP SİSTEMİNİZİ DETAYLANDIRIR MISINIZ?
Atıkların yurtdışından ve yurtiçinden yükleneceği noktadan itibaren lojistik sürecinden başlayarak tesislerimize gelmesinden, ayrıştırılmasına, işlenmesine ve müşterilerimize ulaşmasına kadar tüm çalışmaları ve işlemleri ayrıntılı bir şekilde izleyebiliyoruz. İşini çok iyi bilen teknik ekibimiz, ürünlerimiz müşterilere ulaştıktan sonra da yakından takip ediyorlar. Bu sistem sayesinde üretim sonrası ortaya çıkabilen sorunlara müdahale imkânını yakaladığımız gibi kendimizde gördüğümüz eksiklikleri ve aksaklıkları hızlı bir şekilde düzeltebiliyoruz. Her aşama kayıt altına alınıyor. Çalıştığımız firmalar kurumsal oldukları için memnuniyetleri had safhada diyebilirim.
Hatta geri dönüştürülmüş ürünlere karşı ön yargılı yaklaşım gösteren birçok firmamızın tabularını yıkmayı başardık. Oluşturduğumuz sistem, ürettiğimiz kaliteli ürünler sayesinde onların ana tedarikçileri olduk. Sektörde yaşama geçirdiğimiz bu yatırımlar sayesinde tercih edilen firmaları haline geldik. Firmalar bizi tercih ettikçe kapasitemizi, arttırdık. Hedefimiz her zaman en iyiyi, en kalitesini, en güzelini üretmek ve müşteri memnuniyeti olduğu için onların talepleri doğrultusunda sürdürülebilirlik anlayışımız çerçevesinde yeni yatırımlara da ağırlık verdik.
AR-GE’DE HANGİ KONUMDASINIZ?
Zamanın ve sektörün gerekliliklerini sürekli takip eden GEZSAN için söylememiz gereken ilk şey Ar-Ge’nin firma kültürümüz de sürekli hale gelmiş olmasıdır. Belirlediğimiz stratejiler sayesinde müşterilerimizden gelen geri bildirimleri Ar-Ge laboratuvarımızda değerlendiriyoruz. Ürünleri 14 testten geçiriyoruz. Bazı üreticiler farklı ve özel testler isteyebiliyorlar. Biz de firmaların isteklerini dikkate alarak çalışmalarımızı güncelleyerek yolumuz da emin adımlarla yürümeye devam ediyoruz. Yaklaşımlarımız bizi sektör içinde hep güçlü kılıyor. Çünkü her zaman hedefimiz doğru ürünleri zamanında müşteri talepleri ile buluşturarak onların memnuniyetini sağlamaktır.
HANGİ SEKTÖRLERE HİZMET VERİYORSUNUZ?
Boya, ambalaj, çelik ve sulama boruları gibi çok sayıda sektörün ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Hepsinin ürün skalası farklı. Tabii müşteri portföyümüze eklemek istediğimiz yeni sektörlerde var. Onlarla ilgili araştırmalarımızı da sürekli yapıyoruz.
Çelik boru sektöründe marka olduğumuzu ve ana tedarikçisi durumuna geldiğimizi rahatlıkla söyleyebilirim. Orijinale yakın alternatif ürünler üretiyoruz. Bu alanda yaşadığımız ilklerle çok iyi yerlere geldik. Sektörden gelen taleplerin çok üstünde kalitede malzemeler vererek beklentileri yükselttik. Bizim malzemelerimizi kullananlar ‘GEZSAN’ın ürünleri gibi olmuyor’ diyerek başka malzeme kullanmıyorlar. Bu yaklaşımlar bizi bir numara yapıyor.
YENİ YATIRIM PLANLARINIZ VAR MI?
Global firma olma hedefiyle çıktığımız bu yolda çıtamızı hep yüksekte tuttuk. Bu amaçla ayrıştırma tesisi yatırım planımızı hayata geçiriyoruz. 5 aşamadan oluşan tesisimizin ilk ayağı olan ve saatte 2,5 ton kapasiteli plastikleri seçme bölümünü İskenderun OSB’deki yerimizde kurduk. Mevcut yerimiz yetersiz olduğundan ve bölgede ihtiyacımız kadar arazi bulamadığımızdan diğer kısımların kurulumunu Adana OSB’de gerçekleştireceğiz. Yaklaşık 3 milyon dolar civarındaki yatırımımızı bir yıl içerisinde tamamlamayı planlıyoruz. Bu tesis tamamen devreye alındığında toplamda 100 kişiyi daha istihdam edebileceğiz.
NEDEN ADANA?
Böyle bir yatırım için en az 20 dönüm alana ihtiyacımız var ve söylediğim gibi şuanda tesisimizin bulunduğu bölgede yer sıkıntısı yaşanmaktadır. Ayrıca Adana OSB hem İskenderun hem de Mersin limanlarına konumu gereği yakın olduğundan lojistik imkânları da bize artı değer katacaktır.
YENİ YATIRIMINIZ SİZE NE TÜR AVANTAJLAR SAĞLAYACAK?
Şuanda belirli plastik ürün gruplarını geri dönüştürebiliyoruz. Ama çok sayıda plastik çeşidi var. İskenderun OSB’de plastik sektöründe faaliyet gösteren tek geri dönüşüm firmasıyız. Ayrıştırmasını yapabileceğimiz plastik ürün çeşidini arttırmak istiyoruz. Yeni yatırımımızı tamamladığımızda öncelikle Çukurova Bölgesi olmak üzere ülkemizdeki birçok farklı plastik atıkların ayrıştırılmasına ve işlenerek yeniden kullanılacak duruma gelmesine katkı sunmuş olacağız.
Bir de tesislerimizde ayrıştıracağımız ürünün kalitesini bileceğimiz için GEZSAN Plastik tesislerinde üreteceğimiz ürünler için de doğru plastik çeşitlerini kullanma imkânına kavuşacağız. Bu da bize daha fazla kaliteyi yakalamada, müşteri memnuniyetinde, yurtiçi ve yurtdışında yeni pazarlar bulmamızda önemli avantajları sağlayacaktır. Tüm bu atılan adımlarla bizi global firma olma hedefimize hızlıca yaklaştırıyor.
UZUN VADEDE PLANLARINIZ NELER?
Her firmada olduğu gibi bizim içinde başarı önemli. Başarıya ulaşmak için de öncelikle hedeflerinizin olması lazım. Ben de hedeflerimin en üst kısmında “ Plastik sektöründe uluslararası arena da söz sahibi olmak yani global bir marka olmak “ olarak belirledim. O hedefe ulaşmak için çok çalışıyorum. Tabi ki sadece çalışmak yetmiyor. Biz bu yolda müşterilerimizi her zaman şirketimizin patronu, bize hizmet veren firmaları da şirketimizin bir parçası olarak görüyoruz. Arkamızda büyük bir firma ya da finansal destek olmadığından kaynaklarımızı çok özenli bir şekilde kullanarak hareket ediyoruz. Stratejik çalışmalar ve yatırımlar yapıyoruz. Firmaların uzun ömürlülüklerinin sürekli ve istikrarlı büyümeye bağlı olduğunu biliyoruz. Her zaman kazandığımızı işimize yatırıyoruz. Bir ayağını İskenderun’da kurduğumuz ve devamı Adana’da tamamlanacak olan yatırımımız da bunun en önemli göstergesidir. Plastik sektöründe yaşanacak gelişmelere uygun olarak yurtdışında da yeni üretim tesisleri kurarak büyümek planlarımız arasında yer almaktadır.
BU GÜNE KADAR BELİRLEDİĞİNİZ HEDEFLERE ULAŞABİLDİNİZ Mİ?
Pandemi, savaşlar ve beraberinde dünyada yaşanan ekonomik krizin etkileri tabi ki; tüm sektörleri etkiledi. Covid-19 sürecinde hem yurtiçi hem de yurtdışı kaynaklı dalgalanmalar yaşandı. Salgını önlemek için alınan önlemlerin ardından ekonomiler yavaşladı. Bazı global firmalar Türkiye’den ürünlerinin siparişini bile iptal ettiler. Bu durum özellikle tedarik sektörünün başını çektiği plastikte önemli sorunlara neden oldu. GEZSAN olarak yaptığımız teknolojik yatırımlar ve büyüme stratejilerimiz sayesinde pandemi sürecini başarıyla yönettik ve şimdi de bunun meyvelerini topluyoruz. Sürekli ülkemizin yanı sıra Dünya piyasalarını da takip ederek, yılmadan, azimle ve çalışarak yeni yatırımlara yönelik plan ve projelerimizi taviz vermeden tek tek uygulamaya geçirerek istikrarlı büyümemizi sürdürüyoruz.
GEZSAN VİTES BÜYÜTTÜ DİYEBİLİR MİYİZ?
Yatırım yapmayı seven, teknoloji meraklısı, yeniliğe, değişime açık bir insanım. Bu yolda cesaretle, azimle, araştırarak ilerlemeyi seviyorum. Anladığımız, bildiğimiz ve öğrendiğimiz şekilde adımlarımızı atıyoruz. Yatırım yapmadan duramıyoruz. Açıkçası frenim yok. Bana, işletmeme, çalışanlarıma, kaliteme, işleyişime, çalışmama faydası olduğunu düşündüğüm her türlü yeniliğe her türlü teknolojiye her türlü değişime hazır bir kişiliğe sahibim. Büyüme adına yaptığım yatırımlar bana hız katacaksa, fayda sağlayacaksa, bana artı bir değer katacaksa, beni hızlandıracaksa, beni daha kaliteli bir firma yapacaksa attığım adımları akıllıca olarak değerlendiriyorum. Yaptığım yatırımdan dolayı hiçbir zaman zarar görmedim. İskenderun merkezli bir firma olarak ve makine sistemimizle Türkiye’de ilk sıralarda olduğumuzu gururla söyleyebilirim. Avrupa’daki çok büyük geri dönüşüm firmalarının kullandığı Kompakt sisteme sahip makinelerimiz bulunmaktadır. Plastiği, sektörümü işimi çok sevdiğim için sektörde yapılabilecek birçok şey olduğuna inanıyorum. Yeni yatırım yapılabilecek çok sayıda alaın var olduğunu görüyorum. İlerlememizi en alt kademeden başlayarak yukarı doğru gerçekleştiriyoruz. Önce ayrıştırma, geri dönüşüm ayağını ardından bu ikisiyle birlikte üretim kısmımızı güçlendireceğiz. Bu üçü kurmayı planladığımız bir üst sistemimize güç katacaktır. Hepsi birbirinin gücünü artırdıkça GEZSAN hedeflerine hızla yaklaşacaktır. Zaten global düzeyde büyüme de böyle oluyor. Hiçbir firma durduğu yerde büyümez. Yaptıkları yatırımlarla, attıkları adımlarla, sundukları çözümlerle başarıyı yakalıyorlar.
Bu topraklardan doğan ve global bir marka olma hedefi bulunan firmamız, bu güne kadar taşın altına elini koymaktan çekinmedi. Yaşanan tüm sıkıntılara rağmen yatırım planlarımızı da ertelemedik. Bundan sonra da fırsatları lehimize çevirmek için stratejik planlamalarla adımlar atmaya devam edeceğiz. Yeni pazarlara ulaşarak, yeni iş birlikleri yaparak pandemi gibi zorlu süreçleri beklentilerin üzerinde bir performansla kapattık. Mutluyuz ve geleceğe sektörümüz adına umutla bakıyoruz
SON OLARAK VERMEK İSTEDİĞİNİZ MESAJ VAR MI?
Her zaman marka gücünün müşterideki karşılığı kadar olduğunun farkındayız. Bu farkındalığımız tedarikini sağladığımız ürünlerin seçiminde, gelişiminde çok etkili bir rol oynamaktadır. Doğru ürün, doğru üretim ve maksimum müşteri memnuniyeti her zaman ilk hedefimiz oldu. Bunları yaptığımız zaman da marka kimliğimiz güçlenmiş ve kendini kanıtlamış hale geliyor. GEZSAN olarak sürdürülebilirlik anlayışımızla, artan kalite standartlarımızla üretimimizi yapıp dünyaya pazarlarında etkin bir oyuncu olmayı hedefliyoruz.