Baba Kurdu O Büyüttü

5 görüntülenme Temmuz-2020

1950’li yıllardan önce tabelacılık mesleğini tanımlamak oldukça kolaydı. Güzel yazı yazabilme ve resim yapabilme yeteneğine sahip olanlar yağlı boya ve fırça gibi ekipmanlara sahipseler mesleği icra edebiliyorlardı. O yıllardan sonra dünyaca ünlü markaların Türkiye’ye gelmeye başlaması ile tabela ihtiyaçları artınca, tabelacılık mesleği de ülkemiz genelinde yaygınlaşmaya başladı. Bu değişimle birlikte meslekte kullanılan malzemeler ve reklam alanları da çeşitlendi. Bilgisayarın 1980’li yıllarda mesleğe dâhil olması, 2000’li yıllara gelindiğinde de grafik programlarının yaygınlaşması fırçadan gelen ustaların yerini yavaş yavaş endüstriyel tasarımcıların almasına, seri üretimler dönemine yol açtı. Bu süreçte teknolojiye hızla uyum sağlayarak gelişimini sürdürmeye devam eden firmalar ise “Endüstriyel Reklam Ürünleri Sektörü”n de yer edinmeyi başardılar.
Oluşturduğu stratejilerle kendisini ve firmasını günün koşullarına göre sürekli güncelleyebilen Şükrü Sayılan da; küçücük yaşta başladığı tabelacılık mesleğinden geçiş yaptığı ‘Endüstriyel Reklam Ürünleri Sektörü’n de marka isim olarak başarı hikâyesi yazdı.
Sayılan; sanatın, düşüncenin ve yaratıcılığın iç içe geçtiği sektörün de vizyonuyla, bilgisiyle, birikimiyle hedeflerine doğru emin adımlarla ilerlerken; müşteri ihtiyaçlarına yanıt veren ürün ve hizmetler geliştirerek İpek Reklam firmasını acımasız rekabet ortamında sürekli büyütmeyi başardı.  Renkli ve farklı kişiliğinin yanında şeffaf, sorumlu bir bakış açısıyla devamlı insanlara katkı sunmak isteyen Şükrü Sayılan, heyecanını, cesaretini hiç kaybetmeden günün zor şartlarına uyarak mesleğinde ve kariyerinde yükselen bir hayat çizgisi oluşturdu.
Çalışanlarıyla ve paydaşlarıyla birlikte yenilikçi fikirler geliştirdiklerini anlatımlarında vurgulayan Sayılan; değişime uyum sağlayarak başarılarını sürdürülebilir hale getirdiklerinin altını çizdi.
İşin fitilini ateşleyen babası Muzaffer Sayılan’ın mesleğine farkındalıklar katarak geliştiren Şükrü Sayılan, elinde tuttuğu bayrağı daha da yukarılara taşımanın gururunu yaşıyor. Kuşaklar arası uyumla başarıyı yakalamış bir iş insanı olan Sayılan; “Yaşadıklarımız zorluklar olabilir ama onları yenmek bizim elimizde. İnsan içindeki gücü keşfettiğinde bu güç bizi istediğimiz yere taşıyor. Daha gidecek çok yolumuz var diyebilirim” dedi.
Çokluğundan itibaren baba işinin içinde olduğunu da bizlerle paylaşan Şükrü Sayılan ile saatler süren sohbetimizde hem girişimcilik serüvenini hem de gelecekle ilgili planlarını konuştuk. Kendi öyküsünün yanı sıra sektöre ve Türkiye’ye yönelik görüşlerini de açıklayan Şükrü Sayılan’ın merakla, heyecanla oyacağınız aynı zamanda esinlendirici, hayranlık verici renkli yaşam öyküsü ile sizleri baş başa bırakıyoruz.
SOHBETİMİZE KENDİNİZİ TANITMANIZ İLE BAŞLAYALIM MI?
1960 yılında İskenderun’da doğdum. Ankara Hacettepe Üniversitesi İşletme Yönetimi bölümünü bitirdim. Evli ve biri kız iki çocuk babasıyım. 
ÇOCUKLUĞUNUZ NASIL GEÇTİ?
Bizim çocukluğumuzda mahallemizdeki komşuluk ilişkileri insanlara ayrı tatlar verirdi. Başınız sıkıştığında size yardım edecek insanların varlığına olan inancınız büyük bir rahatlık ve güven sağlardı. Komşularınız sayesinde yalnızlık hissi olmazdı. Rahatlıkla sokakta oynayabilirdiniz. Kapılar kilitlenmezdi dahi. Gündüzlü geceli komşunun kapısının önünde toplanılır sohbetler yapılırdı. Mahalle arasında küçük alanlarda taşlarla yapılmış kalelerin bulunduğu sokakta maçlar yapardık. Dinlediğimiz radyo ile yaşantımız zenginlik kazanırdı. Küçük bir çocuk olarak annemin her gün fırından aldığı sıcacık ekmek kokusuyla uyanır kahvaltımı yapar sonrasında okuluma giderdim. Bu değerlerin getirdiği alışkanlıklar ile büyüdüm. 
BABANIZ BU İŞE NASIL BAŞLAMIŞ? 
Memur olan dedemin tayini İskenderun’a çıkmış. Çok güzel karakalem resimler, desenler çizen babam genç yaşta Karayolları, Ağır bakım gibi kurumlarda teknik ressam olarak çalıştıktan sonra istifa ederek kendi işyerini açmış. 1959 yılında Çay Mahallesi’nde 40 metrekare büyüklüğündeki işyerinde, kabartma cadde sokak levhaları, trafik plakaları imalatına başlamış.  Türkiye de ışıklı tabela süreci başladığında da bu işi yapan ilklerden olmuş.
SİZ YANINA GİDER MİYDİNİZ?
Esnaflık kültürünü öğrenmem adına boş zamanlarımda, yaz tatillerinde onun tabelacı dükkânına gitmem mesleğe olan ilgimi, sevgimi arttırdı. Ticareti, babamı izlemeyi çok seviyordum. Üniversite tahsilimi sürdürürken de İskenderun’a geldiğimde boş zamanlarımı babamın işyerinde geçirirdim. ... Fazla konuşmaz, yapılan işleri takip ederdim. Bu işin çıraklığını yapan bir insanım. 
BABANIZ SİZİN GÖZÜNÜZDE NASIL BİR İNSANDI?
Babam çok huzur verici ve sevilen bir insandı.   İşine titizdi, hep en iyiyi yapmaya çalışır, bir an önce yapacağı işi bitirmekten başka bir şey düşünmez, insanları memnun etmeyi kendine vazife bilirdi. Özgüven kazanmamda babamın yaptığı hamlelerin payı büyüktür.
ÜNİVERSİTE SONRASI NE YAPTINIZ?
1988 yılında askerliğimi bitirdikten sonra, Beko Ticaret A.Ş.de 4,5 yıl çalıştım. Sonra ’da bildiğim, içine girdiğim sektörde çalışmak üzere, İskenderun’da bir pazarlama firması kurarak işi devam ettirdim. Beyaz eşyanın yanın da, yatak ve de modüler türdeki mobilya, televizyon sehpaları, bilgisayar masaları gibi eşyalarının pazarlamasını Hatay genelinde yapmaya başladım.  Bayilik ağım genişleyince, satışlarım çok iyi gidince babama işini tasfiye etmesini söyledim. Ancak babam elindeki işleri bitirmek isteyince yeni işler geliyor, müşterilere yok diyemeyince bir türlü kapanış veremiyordu. Kendisi için de kazançtan öte, zamanını geçirdiği bir yer olduğundan işyerini kapatmaktan vazgeçti. Benim de tek düşüncem pazarlamasını yaptığım ürünlerin imalatını gerçekleştirmekti.
BU İSTEĞİNİZİ YERİNE GETİREBİLDİNİZ Mİ?
Evet, üretim ayağımızı da oluşturmayı başardım. İskenderun Sanayi Sitesi’nde 300 metrekare büyüklüğünde tuttuğum işyerinde televizyon sehpası, bilgisayar masası, genç odaları üretmeye başladım. Artık tek hedefim sektörde büyümekti. Bunun için makine parkurumu çeşitlendirdim, sayısını arttırdım. Alüminyum aksamları kullanarak ürünlerimizi farklılaştırdık.  Bu arada babamın işiyle olan bağlarım da devam ediyordu. Tabelalarını yaptığımız Ariston firması, bizden mağazalarına stant talebinde bulundu.  Mobilya sektöründe üretimde birlikte çalıştığım ekiple 1994 yılından itibaren mağazalar için stant imalatına başladık. 
SONRA İŞİNİZİ NASIL BÜYÜTTÜNÜZ?
Mağaza stant imalatına başlamanın ardından tabelacılık sektörüne yönelik yatırımlarımız arttı. Alüminyum, cam, mermer gibi ürünlerle üretimimizi çeşitlendirdik. Mağazaların iç dekorasyonları yenilenmeye başlayınca modüler mobilya üretimimizdeki tecrübemizi buraya uyguladık. Kurumsal çalışan birçok firma hem tabela hem de stant kurma işlerinde bizi tercih etmeye başladılar. Rekabet unsurları, bayilerden gelen talepler, firmaların değişen ihtiyaçları vb. gelişmelere paralel biz de kendimizi aynı ölçülerde değiştirince ve teknolojiye uygun şekilde yenilenince sektörde yükselen trendimizi yakaladık. Bu arada ihalelere girerek yeni işler aldık. Hepsini de başarıyla bitirerek teslim ettik. Makinalarımızın sayısını da ihtiyaçlara uygun şekilde arttırdık.
İŞYERİNİZİN İSMİNİN HİKÂYESİ VAR MI?
Ben ticarete atıldığımda ilk çocuğum olan kızım İpek’in ismini işyerime verdim. Sonrasında babam kendine ait işyerini tasfiye edince bu isimle devam ettim. Ardından da limitet şirket oldum.
SEKTÖRDE BÜYÜDÜKÇE MEVCUT YERLERİNİZ DAR GELMEDİ Mİ?
Hem stant hem de tabela da yeni müşteriler ve  işler artınca, sanayideki üretime yönelik işyeri sayımızı 3’e çıkarttık. Ahşap, metal ve boya işlerini kendi bünyemizde yapıyorduk.  Bizdeki değişim ve yenilemeyi fark eden firmalar, maliyetlerini de düşürebilmek ve daha hızlı servis hizmeti alabilmek için İstanbul’da yaptırarak Anadolu’daki bayilerine gönderdikleri tabelaları bize yönlendirmeye başladılar. 2000’li yılların başında akaryakıt istasyonlarının LPG pompa kısımlarının üst örtüsü olan kanopi alınlarını da bir kaç yıl boyunca yaptık. Tabi iş yoğunluğumuz ve kapasitemizdeki artış nedeniyle mevcut yerlerimize de sığmaz olduk. Bu kez dağınık bir şekilde ayrı ayrı yaptığımız işleri tek bir çatı altında toplayabilmek için yeni arayışlara girdim. Nardüzü’nde yaklaşık 5 bin metrekare büyüklüğünde arsa satın alarak hemen inşaata başladım. 
ŞUANKİ MEVCUT YERİNİZLE İLGİLİ BİLGİ VERİR MİSİNİZ?
2017 yılında taşındığımız iki katlı yeni yerimiz toplam 3750 metrekare kapalı alana sahip. Şuanda çok sayıda çalışanımız, servis verdiğimiz 9 adet kamyon ve kamyonetimiz bulunmaktadır. Metal, ahşap, boyahane, paketleme ve depo bölümlerimiz ile en üst kalitede hizmet vermekteyiz. Buraya gelince ürünlerimiz büyük hacimli olduğu için kendi standartlarımıza uygun şekilde boya fırınımızı oluşturduk. CNC makine sayımızı arttırdık. Bilgisayar donanımımızı yeniledik. Hemen hemen Türkiye’nin her noktasına iş yapabilecek konuma geldik. Fuarlara katılan kurumsal firmalar bizden stant kurma talebinde bulunuyorlar. Hatta yurtdışı fuarlara katılım gösteren bazı firmaların istemlerine uygun olarak modüler sistemle stantlarını hazırlıyoruz. 
SEKTÖRÜNÜZ HAKKINDA BİLGİ VERİR MİSİNİZ?
Ahşaptan metale, plastikten elektroniğe hemen her sektörden girdi kullanarak kurumların, şirketlerin ve tüketicilerin hayatını kolaylaştıran çok sayıda üretimi gerçekleştiren, kullanıma sunan Endüstriyel Reklam Ürünleri Sektörü, tasarımcılar, grafikerler, baskı imalatçıları, boya atölyeleri, metal ve ahşap imalatçıları, kaynakçılar, elektrikçiler, aydınlatma tasarımı ve uygulamacıları, satış uzmanları, montaj çalışanları ve benzeri pek çok farklı meslek grubunu tek bir çatı altında toplayan geniş bir alana sahiptir. Yani insan hayatının dokunduğu, gördüğü, ulaştığı her yerde faaliyet göstermektedir. Türkiye ekonomisine ve istihdamına sağladığı katkısını, potansiyel yapısını göz önünde bulundurduğumuzda sektörün ülkemiz açısından oldukça önemli olduğunu söylenebilirim. 
SEKTÖRÜNÜZÜ BAŞLADIĞINIZ YILLARLA BUGÜNÜ KIYASLARSANIZ NASIL BİR TABLO ÇIKAR ORTAYA?
Türkiye’de sektörün bugünkü konumuna ulaşmasının temelinde yatan en önemli unsurlardan biri tabelacılık faaliyetleridir. Önce esnaf dükkânlarının tabelalarının yazılması ile başlayan ve sonra bina cepheleri, araçlar, yol tabelaları, kampanya afişleri gibi yağlı boya ve serigrafi temelli işlerle giderek büyüyen sektör yıllar içerisinde çok çeşitli enstrümanların ortaya çıkması, internet dünyasındaki yaratıcılık, teknolojideki hızlı gelişim ve değişimle ‘Endüstriyel Reklamcılığa’ dönüştü. Dolayısıyla yönlendirme tabelalarından ışıklı led ekranlara, benzin istasyonları ve banka şubelerinin anahtar teslim uygulamalarından, büyük markaların, kurumsal şirketlerin entegre pazarlama iletişimi faaliyetlerine kadar geniş bir alanda tasarım, imalat, montaj, demontaj ve depolama hizmetleri üreten bir sektör olarak değerlendirebiliriz. Bütçelerin, sorumlulukların büyümesi, günümüzün sirke gibi keskinleşen rekabet ortamı sektörümüzü daha büyük ve daha rekabetçi hale getirdi. 
SEKTÖRÜNÜZÜN SORUNLARI NELER?
Sektörün büyümesi, verimliliği ve karlılığı açısından temel sorunlarından biri, yetişmiş, nitelikli insan kaynağına duyulan ihtiyaçtır. Sektörün ihtiyacını doğrudan karşılayabilecek ara eleman bulmak çok zor oluyor. Sektör kendi içinde yetiştirdiği elemanları istihdam etmeye çalışmaktadır. Mevcut eğitim kurumlarında bu alanda yapılacak bazı düzenlemelerle sektör için hayati önem arz eden alanlarda nitelikli ve eğitimli insan kaynağı kolaylıkla yetiştirilebilir. Bu aynı zamanda işsizliğin azaltılması ve istihdam yaratılması bakımından da önemlidir.
Sektörün bir başka önemli sorunu da döviz kuru dalgalanmalarından kaynaklanan finansal risklerle karşı karşıya kalmalarıdır. Özellikle son zamanlarda döviz kurlarında meydana gelen artışlar nedeniyle doğru maliyetler yapılamadığından fiyat istikrarı sağlanamamaktadır. Yapılan üretimler için kullanılan malzemelerin çok büyük bir bölümü ithal edildiği için maliyetler döviz kuruna bağlı olarak sürekli yükselmektedir. Karlılıklar büyük ölçüde azaldığından firmalar arasında fiyata dayalı haksız rekabeti ortaya çıkartmaktadır. 
Sektörde faaliyet gösteren firmaların büyük bir bölümü kurumsallaşma konusunda yeterince gelişmediklerinden küçük ve orta ölçekli olarak faaliyetlerine devam etmek durumunda kalmışlardır. Pazar araştırması, maliyet minimizasyonu, stoksuz çalışma gibi uzun vadeli planlamalar üretemeyen bu tür şirketler daha çok fiyat rekabetine dayalı bir çalışma içine girdiklerinden zaman içinde ya küçülmek ya piyasadan çekilmek ya da merdiven altı şeklinde tabir edilen belli bir alanda sadece fiyat kırmaya dayalı faaliyetlerde bulunmak zorunda kalıyorlar. 
Sektörümüz ülkemizde ve bölgemizde hızla gelişen perakende ve toptan ticaretin en önemli tedarikçilerinden biridir. Bir miktar destek ve ilgi ile mevcut durumdan çok daha üst seviyelere ulaşarak ülkemiz için önemli olan döviz kazandırma, istihdam yaratma, vergi geliri yaratma imkânlarıyla daha fazla hizmet edebilir.
KRİZLERDE ŞİRKETLER İLK OLARAK SEKTÖRÜNÜZE YÖNELİK HARCAMALARINDA TASARRUFA GİDERLER. DÜNYAYI ETKİSİ ALTINA ALAN YAŞADIĞIMIZ KRİZ, SEKTÖRÜNÜZÜ NASIL ETKİLİYOR?
Pazarlama ve tüketici beklentileri değişiyor. Daha az ve seçerek tüketilen bir döneme girildiği için, tasarrufa gidiliyor. Böyle ortamlarda karamsarlaşmak yerine iklimi doğru okumalıyız. Yaşanacak olumsuzluklarda morallerimizi bozmayarak hızlıca dersler çıkarmalıyız. Eksiklerimizi gidererek geleceğe bakmalıyız. Tüketici davranışlarını iyi okuyarak üretim davranışı felsefemizi geliştirmeliyiz.
BU TEMPODA ÇALIŞMAK SİZİN İÇİN YORUCU OLMUYOR MU?
Evet, bazen... Ama ben küçükken de yaşıma göre çok iş yapardım. Hayatta daha fazla sorumluluk almak, daha fazla yararlı olmaya çalışmak, emek vermek gibi değerlerim var. Çalışmayı seven biriyim, yorgunluğuna da katlanıyorum. Kendime kalan zamanlarımı ailemle geçirmeye çalışıyorum. 
PİŞMANLIKLARINIZ VAR MI? 
Pişmanlık diye bir hissi hiç hissetmedim yaşamım boyunca. Ne yaptımsa bilinçli yaptığıma inanan bir kişiyim.
SİZE GÖRE EN BÜYÜK BAŞARINIZ NEDİR?
Üretimde başarı tek kişinin olmaz, takım olması lazım. Dolayısıyla ekibimizle, birlik, beraberlik içerisinde gerçekleştirdiğimiz, zamanında teslim ettiğimiz ve müşterimizin beğenisini kazandığı tüm işler bizim için başarı demektir. 
BAŞKA BİR MESLEK YAPMAK İSTER MİYDİNİZ?
Ben mesleğimi çok seviyorum. Daha doğrusu üretimi çok seviyorum. Bir ülkenin şahdamarı, can damarı üretimdir. Üretim yoksa orada işler iyi değildir bence.
SİZİ İŞİNİZDE FARKLI KILAN ÖZELLİKLERİNİZ NELER?
Çalışma ilkelerimiz rehberliğinde etik ve şeffaflığın dışına çıkmayan bir iş ilişkisi anlayışını benimsememiz sektörde farklılaşmamızı sağlıyor. Paydaşlarımızla, iş etiğimizin yönlendirici olduğu temel ilkeler çerçevesinde karşılıklı güvene dayalı ve uzun soluklu ilişkiler kuruyoruz. Müşterilerin beklentilerini en iyi şekilde karşılama odaklı çözümler üretiyoruz.
MUTLU MUSUNUZ?
Niye mutlu olmayayım ki? Mutluyum. Çünkü mutlu olmak için birçok sebebim var.
Aslında en küçük şeyler bile insanı mutlu edebilir. İlla büyük, lüks şeyler olması gerekmez. Sadece insanın nasıl mutlu olabileceğini bilmesi gerekiyor. Duyduğum bir müzik veya ailemle bir akşam yemeği beni çok mutlu eder. Sektörümüzde daha iyi yerlere gelebilmek gibi hedeflerim var. Her gerçekleştirdiğimiz hedef beraberinde mutluluğu getiriyor.  İşim ve aile içindeki huzur mutluluk kaynağıdır benim için.
HOBİLERİNİZ VAR MI?
Antika eşyalarda insanlara dair çok kıymetli anılar var. Geçmişte yaşamış olan insanların ardında bıraktığı eşyaları almak bana keyif veriyor. Bu tarihi eşyalar, bakanları geçmişe götürdüğü gibi kıymet bilmek kavramını çağrıştırıyor. Bu nedenle antika eşyaları hobi amaçlı toplamaya başladım. Şuanda 3 adet klasik otomotivim, çok sayıda günlük hayatta kullanılmış makine, alet vb. eşyalar var. Tüm bunlar için şu anki işyerimizde özel yer yapmayı planlıyorum. Sergi alanı gibi olacak. Burayı gezenler geçmişini görecek, nostaljiyi yaşayacaklar.
SON OLARAK GENÇLERE HAYATLA İLGİLİ NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ?
O kadar çok şey söylenebilir ki. Yaşama biraz geniş çerçeveden bakmalılar. İnsanlar çoğalıyor ve hayat çok daha zorlaşıyor. Bütün bunları öngörebilmek lazım. Hayatlarını öyle bir şekilde koordine etsinler ki bu yaşam mücadelesinde altta kalmasınlar, bir şekilde normal bir hayat standardı için tedbir alsınlar. Bunun için en önemli faktör, bir dalda çok bilgi sahibi olsunlar. O dalda bir şekilde gelişsinler. Şimdi her işi yaparım dönemi geçti. Her iş yapan adam hiçbir iş yapmıyor artık, çünkü her şeyin daha iyisi var. Onun için zamanında bir bilgiyi özümseyerek, öğrenerek içselleştirerek onunla yola çıkıp bugünün zor şartlarına uyarak bir yaşam çizsinler. Yüksek teknolojiye odaklanmak çok önemli. Çünkü yükselen bir rekabet var. Bu rekabette ayakta kalmak için  standart işlerin içinde boğulmasınlar. Yüksek teknolojide iyice bilgi sahibi olup oraya kendilerini versinler. Hedeflerini iyi belirlesinler. 
Gençlerin çok ama çok çalışmaları gerekiyor.

Habere Ait Resimler